Hem Karaip denizine hem Atlas okyanusu, hem
Pasifik okyanusuna kiyisi bulunan Panama , kuzeyde Kosta Rica guneyde ise
Colombia arasinda kalan kucuk bir Orta Amerika ulkesidir.
Panamayi ilk ayak basan 1502 yilinda Rodrigo de Bastidas olmus, Christopher
Columbus ise 1503 senesinde Pasifik tarafina ulasmaya calismis ama ulasamamis,
1510 senesinde ise Vasco Nunez Balboa Pasifik kiyilarina kadar iner.
Bugun panama para
birimide Balboa’ dir.
Panama sehri ise 1519 da Pasifik
okyanusu kiyisinda Pedro Arias de Avila tarafindan kurulmus.
Panama 1821 yilinda Ispanya’dan
bagimsiz olarak Kolombia’nin bir parcasi olur, 1903 senesinde kanal yapim
asamasinda ABD’nin turlu ayak oyunuyla Kolombiya’dan ayrilir, tabiki ilk
taniyan ABD olur ve hemen asker gonderir.
Kolombiya bu
ayriliga karsi ciksada 1909 senesinde tanimak zorunda kalir.
1964 senesinde ABD
nin Panama kanali uzerindeki haklarindan dolayi ayaklanma cikar fakat cok kanli
bir sekilde bastirilir. 1977 yilinda yapilan anlasma ile ABD kanal uzerindeki
haklarini 2000 yilinda Panamaya devreder. Gerci ABD kanal haklarindan nekadar
vargectigi tartisilir.
Ulkenin butun yuzolcumu 77.200 km
kare nufusun dortte biri Panama City de yasiyor. Panama’nin butun nufusu 4.5
milyon bunun %65 i Mestizo Ispanyol kizilderili melezi %12 ise Amerikan
yerlisi.
Puntarenas’dan ciktiktan iki gece bir gun
sonra sabah saat 5 de Panama kanalina ulasiyoruz. Kanali gormek icin sabah
erkenden kalktigimizda onlarca geminin kanali gecmek icin sira bekledigini
goruyoruz.
Nihayet Pilot saat 7 de gelerek bizi
kanala sokuyor. Kanal “Lock” yani yukseltme havuz sistemiyle yapilmis. Atlantik
Okyanusu ile Pasifik Okyanusu arasindaki mesafe toplam 81 km. Kanala girdigimizde
4 sag tarafta 4 sol tarafta olmak uzere toplam 8 celik halatlarla raylar
uzerinde hareket eden lokomotiflerle gemiye baglaniyor, kanal cok dar oldugu
icin geminin kenarlara carpmamasi icin dengeleniyormus.
Gemi ilk havuza girdiginde arkadaki
havuzun kapagi kapaniyor. Ikinci havuza girmek icin on dakika havuzun
yukselmesini bekliyoruz. Havuzun seviyesi deniz seviyesine ulasinca ikinci
havuzun kapaklari aciliyor halatlarla gemi tekrar dengeleniyor.
Her
bir havuzun adi var. Ilk girdigimiz havuz “Miraflores” ilk havuza giris saati
7;15 idi cikis ise 8;25. Ikinci havuz
ise “ Pedro Miguel”e giris 8;55 cikis ise 9;45
Bu kanal insan eliyle yapilan dunyanin en
buyuk golu olan “Gatun”golune aciliyor.
Yagmur sezonunda yagmurun bol olmasi bu
gol icin cok onemli. Tatli su golu olan Gatun Panama City’ninde su ihtiyacini
karsiliyormus.
Gatun golu deniz seviyesinden 26 metre
assagida bulunuyormus. Kanal milyonlarca metrekup suyu Gatun golunden aliyor,
gol 470 sq kilometre olup yagmur sulari ve Chagres irmagindan besleniyor.
Kanaldan cikisimiz aksam saat 7 civarinda
yani 12 saatte kanaldan cikabildik.
Dunya ticaretinin %5 i bu kanaldan
geciyormus. Kanal acilmadan once butun gemiler Guneyde Ates topraklarina inip
Macellan bogazindan gecmek zorunda kaliyormus, buda cok buyuk zaman ve para
kaybi.
Kanalin yapim
asamasinda yaklasik 25 bin insan cogunlugu tropical hastaliktan olmus, Kanaldan
gunde yaklasik 50 gemi gecermis buda en az 50-60 bin dolar demek, Onumuzde
giden yuk gemisi 1milyon 800 bin dolar odemis, bizim gemi ise bu gecis icin 450
bin dolar odemis.
Emin olmasamda bu
paralarin buyuk bir bolumunun ABD nin kasasina girdigini dusunuyorum. Yoksa
sadece 4 milyon nufusu olan bu ulkenin bu gelirle cok zengin bir ulke olmasi
gerek ama hic de ogle degil. Kisi basina dusen milli gelir 11 bin dolarmis.
Kanaldan gecerken verilen bilgiye gore
Colombus’un ayak bastigi bu bolge Vietnam savasi sirasinda ABD vietnam’a benzeterek egitim kampi kurmus.
Colon sehrine girdikten sonra gemiden ayriliyoruz, burden Panama City’e devam edecegiz, Colon Panama city toplam 70 km, biz bir taksiyle 25 dolara anlasarak Panama city’ye gidiyoruz. Sehir merkezinde geceligi 40 dolar guzel bir otelde kaliyoruz, Selina Casco Viejo, bu oteli tavsiye edebilirim.
Aksam gec bir saat oldugu icin sehir turunu sabaha birakip uyumayi tercih ediyoruz.
Sehre giriste modern yuksek binalari olan yeni sehri gorursunuz, aslinda bana buralari dolasmak cok da enteresan gelmedi, Yuksek binalar, modern alis veris merkezleri her hangi bir bati metropol sehrinden farki yok, onun icin beni asil ilgilendiren Old Town’a dogru yola cikiyoruz,
1519 da kurulan Panama city 1671 yilinda
Meshur korsan Morgan tarafindan yagma edilip yakilmis.1673 de sehir tekrar
insaa edilmis 1997 senesinde UNESCO dunya mirasi listesine girmis.
Benim dolastigim butun Orta ve Guney Amerikadaki Colonial sehirler birbirine benzer ama hepsinin ayri bir guzelligi oldugu tartisilmaz,
La vieja’ Eski sehir” girdiginizde kendinizi
gene bir meydanda bulursunuz, “Plaza de la Independencia” etrafi renga renk
binalarla cevrili meydanin tam karsisinda Cathedral Basilica Saint Mary bulunmakta, yanlarinda iki tane can kulesi
bulunan kilisenin Orta kismi, kapilari sutunlari ve heykel suslemeleri ile
gorumege deger bir yapi.
Birde garip bir hikayesi var. Korsan Morgan kilisedeki altin esyalari calmak istediginde, Papaz kendisinden once gelen Korsanlarin soydugunu soylemis. Korsan Morgan papaza pek inanmaz ve “ Sen benden daha buyuk bir korsansin”demis
Kilisenin yapim tarihi 1688.
Meydandan deniz kenarina dogru yururseniz colonial zamanindan kalma balkonlarinda camasirlar asili binalar gorursunuz, Gorulmege deger yerlerden biri de eski sehirde deniz kenarinda kurulan halk pazari, renga renk giysiler, cesitli el sanatlari satilan bu marketten ucuz hediyelik esya alabilirsiniz. Ayrica burdan yuksek binalarla dolu olan yeni sehrin cok guzel fotograflarinida cekebilirsiniz. Panama kanal muzesine ben gitmedim, kanalin butun yapim asamasini filim olarak gemide gostermislerdi.
Old Town’da ki
kafelerden birinde oturup bir kahve yada bira icebilirsiniz ama burdada
fiyatlari mutlaka sorun, cunku 2 dolar kahveye 7-8 dolar odemek zorunda
kalabilirsiniz. Eski sehiri 3 saatte biririrsiniz,
eski sehirden sonra Colon’a bagli bir
baska sahil lkasabasi olan Portobelo’ya dogru yola cikiyoruz. 1597 senesinde
Francisco Velarde y Mercado tarafindan bulunan bu sehir korsan saldirilarindan
korunmak icin bir kale insaa edilmis. Su anda kalenin ayakta kalan kisimlari ve
colonial zamanindan kalma toplar oldukca iyi korunmus durumda,
Sehir her nekadar bakimsiz durumda olsada
renkli evleri, “Chicken Bus” tavuk otobusu, ve colonial zamanlarda kalma bina
ve kalesiyle gorulmege deger sehirlerden biri.
Denize nerdeyse sifir olan derme catma
renkli kulubeler onunde asili camasirlar arasinda oynayan cocuklarla gercekten
ilginc bir kasaba.
Kasabanin bir ana caddesi ve onu kesen tali
yollari var. Zaten butun dukkanlar,
restoranlar bu ana cadde uzerinde, Portobelo kucuk bir balikci kasabasi.
Portobelo’ yuda gezdikten sonra tekrar
Panama City ye gelmeden once Colon sehrine ugruyoruz. 1850 senesinde kurulan
Colon Guney Amerikanin en buyuk duty free sehri. Ve dunyanin en eski demiryolu
hala aktif olarak kullaniliyormus.
Colon sehrine giriste ilk dikkatimi ceken
koca bir Cami oldu. Burda musluman nufusu oldukca yogunmus. Yalniz sehre girer
girmez sofor butun kapi ve camlari kapatti, tehlikeli bir sehirmis, giden
arabalarin bile kapisini acip soyuyorlarmis.
Panama cok guvenli bir ulke oldugu
soylenemez, genede Amerika ve Kanadalilarin emeklilik icin sectikleri
ulkelerden biri. Ben cok ucuz bulmadim.
Nicaragua’da kazik
yeme olasiliginiz ne kadar dusukse burdada bir o kadar fazla. Aksam saatlerinde
daha dikkatli olmanizi oneririm.
Ben 6 ay butun
Orta ve Guney Amerikayi dolastim hic bir olumsuzluk yasamadim, ama Almanya’nin
gobeginde Frankfurt’da sirt cantami caldirdim.
Gezginseniz her yerde uyanik olmaniz
gerek,
Panama Turk
pasaportundan viza istemiyor. Kendi para birimleri olmasina ragmen ABD dolari
oldukca yaygin kullaniliyor, onun icin gereginden fazla para bozdurmayin.
Benim Panama’dan
sonraki duragim Colombia, bu ulkeye ikinci gidisim olacak. Bence Turkiye’den kalkip
sadece Panamayi gormek icin gitmek bana gore cok luks olur, ama Diger orta
Amerika yada Guney Amerika ulkelerinin bir kismini dolasacaksaniz o zaman
Panamayi’da gormege deger.