Total Pageviews

Showing posts with label 2016 SOUTH AMERICA / PERU / PUERTO MALDANODA - GEZI NOTLARI-2. Show all posts
Showing posts with label 2016 SOUTH AMERICA / PERU / PUERTO MALDANODA - GEZI NOTLARI-2. Show all posts

Monday 29 February 2016

2016 SOUTH AMERICA - PERU / PUERTO MALDONADO - GEZI NOTLARI - 2

   Sabah erkenden Puerto Maldonado’ya gitmek icin hava alanina gidiyorum. Ucak tam saatinde kalkiyor, 45 dakika sonra Cusco’ya iniyoruz, ama Maldona’da hava sartlari kotu oldugu icin iki saatlik bir gecikmeyle tekrar ucaga biniyoruz. Yaklasik 40 dakika sonra And Daglarini asarak, amazon’lar icinde kurulmus kucuk bir sehir olan Puerto Maldonado’ya yagmurlu bir havada  iniyoruz. 



     
      Amazon’lar icin uc gunluk tur her sey dahil $250 dolar odemistim, ben kendim yapsam hemen hemen ayni paraya mal olacakti. Hava alanina indigimizde tur rehberi bizi karsiliyor, benimle beraber ucu Amerikali biri Fransiz olmak uzere dort kisi daha var. Puerto Maldonado turist sehri degil ama yagmur ormanlarina gitmek icin baslangic yeri.




    Sehrin icinden gecerek Madre de Dios Nehrine geliyoruz. Kalacagimiz yer bu nehir kenarinda, biz gelmeden once sehirde grev oldugu icin halk hava alanindan sehre giden yollarda barikatlar kurmus kimsenin sehre girmesine izin vermiyordu.

    Turizm Bakanligi da bu sehirdeki butun turizm aktivitelerini askiya almis. Bizim sansimiza grev bir gun once bitmis, hava alanindan sehre giderken hala yol kenarlarinda kaldirilmamis barikatlari goruyoruz. Hukumet buradaki altin cikartma hakkini yabanci sirketlere vermek istemis, halk da buna karsi cikmis, altin cikarma isini kendileri yapmak istemisler.

  


   

Ince uzun bir kanoya binip, yarim saat sonra kalacagimiz Eco Amazonia Lodge geliyoruz. Burasi Madre de Dios nehrinin kenarinda, Amazon yagmur ormanlarinin icinde genis bir rezerve, toplam 27 kulube, bir restaurant ve havuzu olan guzel bir yer. Bahcenin hemen hemen her yerinde papaganlar ucusuyor ve insanlara o kadar alisik ki, kayiktan iner inmez bir tanesi gelip omuzuma kondu, gorevli gelip alana kadar da gitmedi. Burada telefon yok, internet yok, televizyon yok hatta belli saatlerde elektik de yok.


  
Bana ayrilan kulube oldukca buyuk ve rahat, esyalarimi yerlestirdikten sonra gece zifiri karanlikta nehir gezisine cikiyoruz. Rehberimizin kenarlara tuttugu isik sayesinde timsahtan daha kucuk ama timsaha benzeyen hayvanlar goruyoruz. Cayman diyor rehberimiz. Cayman’lari ancak gece gorebilirmisiz. 



Madre de Dios, Amazonlar’da onlarca nehirden biri. Uzunlugu dortbin km,  genisligi 500 metreymis.Peru,Bolivya ve Brezilya’ya kadar uzaniyor. Yagmur sezonunda nehir 3-4 metre yukseliyormus.
         Ertesi gun kahvaltidan sonra yagmur ormanlarinda yuruyuse cikiyoruz, hava yagmurlu ve yerler camurlu oldugu icin bize lastik cizmeler veriyorlar.
Rehber bize burdaki agac ve bitki ortusu hakkinda bilgi veriyor. Ustunde milyonlarca karinca olan bir agac dikkatimi cekiyor, karincalar agacin degisik yerlerine ari kovanina benzer yuvalar yapmis, Rehber bize “ Bu agac olmadan bu karincalar yasamaz, karincalar olmadan da bu agac “ diyor. Agac ve karinca bir birini besliyor, diger agaclarin dallari bu agaca dogru uzandiginda karincalar bu dallari yiyerek kurutuyorlarmis




Bir diger agac ise “Yuruyen Agac”.Bu agacin ana koku toprakta ama onlarca kok topragin ustunde bulunuyor. Amazon’larda gunes isigi girmedigi icin bu agac gunese dogru disardaki kokleri sayesinde yuruyor. Bu kokler her bes senede 30 santim yururmus.






Geldigimizden beri surekli yagiyor, Ekim ayindan Nisan ayina kadar yagmur sezonu. Asil turizm mevsimi Haziran, Temmuz ayi imis. Zaten kaldigimiz yerde cok fazla turist yok, bir Amerikali cift, bir Fransiz, bir de Ingiliz kiz var.
Cusco’ya gidecegimi soyledigimde Amerikali kiz bir avuc  coca sekeri verdi, “yukseklik icin yardimci olur” dedi, Cusco deniz seviyesinden 3400 metre yukseklikte.




      Ertesi gun kahvaltidan sonra Native’lerin yasadigi yere gitmek uzere kanolara biniyoruz. Burada yasayan ailelerin ustleri aslinda ciplak ama bizim geldigimizi gorunce bir ortu ile kapaniyorlar. Rehberimiz bu native’lerin daha civilized oldugunu, daha ic kisimlarda yasiyanlarin civilized olmayan native’lerin bunlara saldirdigini, hatta bir kismini oldurduklerini soyledi..






 Bizi cok sicak karsiladilar, fotograf cektirdik, bize avlanmak icin kullandiklari ok ve yaylarini gosterip nasil kullanildigini gosterdiler ve ogrettiler.

Tahtadan surtme ile ates yaktilar, ates yakmak icin kiprit kullanmiyorlar, sadece bu yontemle ates yakiyorlar.
Ne yediklerini sordugumda kurbaga, maymun, balik ve Amazon’larda binlerce natural yiyecek diyor rehberimiz.

Peru Amazon’daki nufus yaklasik yuz bin. Kapitalizm gelistikce onlarin da yasam alani daraliyor. Devlet Amazon’larda oil, kavucuk, altin isletmelerini yabanci sirketlere veriyormus.Ve yerlilerin yasam alanlari bizim kaldigimiz yer gibi turizme aciyor.




Ama daha kotusu hayatlarinda nezle bile olmayan bu insanlar, beyazlarin gelmesiyle her turlu hastaliga yakalanmaya baslamislar. Onun icin bazen basit bir nezle bile olumcul olabiliyormus. Hukumet yeni yeni Native’lerin haklarini koruma altina aliyormus. Gec olsa da iyi bir baslangic.





      Ertesi gun esyalarimizi alip Cusco’ya gitmek uzere gene ince kanolara binip Puerto Maldonado’ya gidiyoruz, ucagimiz saat ucte kalkacagi icin sehri dolasacak zamanimiz var
       Puerto Maldonado Peru’nun guney dogusunda, Bolivya’nin bati sinirina 34 km mesafede, yagmur ormanlarinin icinde Madre de Dios nehrinin kiyisina kurulmus kucuk bir sehir. Nufusu 75 bin civarinda. Halen 30 bin aktif altin madeni varmis
       Puerto Maldonado’da gorulecek en enteresan yer market, bir birine baglanan bir kac caddede kurulmus olan markette rengarenk giysiler, dogal yiyecekler satiyorlar, Fakat dikkat ceken sey ise, bir cadde tamamen ayakkabi tamircilerine ayrilmisken, baska bir cadde terzilere ayrilmis. Onlarca terzi kucuk kucuk kulubelerde her turlu tamirati yapiyor. Kapali bir alanda ise sadece kasaplar et tavuk satiyor, sehirde gorulecek en enteresan yer burasi diyebilirim. Tabii bir de Central Plaza var.

      Amazon’lari aslinda herkesin yasaminda bir kere gormesi gerektigini dusunuyorum, cok farkli cografyasi, bitki ortusuyle, kuslariyla buyuleyici bir atmosfer.

 Saat ucte Cusco’ya gidecek ucagimizi yakalamak uzere hava alanine gidiyorum.










      


    




























YARIN; INCA’LARIN BASSEHRI CUSCO




















kaldigimiz lodge