Total Pageviews

Showing posts with label TRANS SIBIRYA GEZI NOTLARI -10 SHANGAI. Show all posts
Showing posts with label TRANS SIBIRYA GEZI NOTLARI -10 SHANGAI. Show all posts

Saturday 31 January 2015

TRANS SIBIRIA GEZI NOTLARI -10

   



                            TRANS SIBIRIA GEZI NOTLARI - SHANGAI

                  Tren sabah saat sekizde olduğu için saat altı civarında  kalkıp hızlı bir şekilde  otelin restoranında kahvalti yapıp, metro da 2 numaralı hattı alıp tren istasyonuna gittim.
                        Shangai hızlı treninin kalkacağı  kapıdaki görevliye biletimi gösterip içeri girdiğimde hızlı trenin peronda olduğunu gördum, görevlilerden biri biletimizi alıp ,vogonumuzu gösterdi, içeri girdiğimizde de uniformalı genç hostes kızlar koltuklarımıza kadar bizi getirdi. Vagonun içi bir uçak görünümünde, koltuklar çok rahat tam karşımızdaki televizyon ekranında tren hakkında bilgi veriliyor. Beijing Shangai toplam 1300 km, trenin saatteki hızı  300 km .Beş saat sonra Shngai’dayiz.
                        Tren saat tam sekizde hareket etti, önce yavaş yavaş perondan çıktı sonra giderek hızlandı, karşıdaki ekran trenin sürekli değişen hizını gösteriyor, on dakika sonra hız 300 km’ye geldi. Dışardaki ağaç ve binalar insanın gözünü yormasın diye camlar özel yapılmış, tren hızla giderken sarsılmaması için mıknatıslı özel ray sistemi kullanılmış. Önümdeki koltukta Çin’i bir cift, 3-4 yaşlarında da bir çocuk, çocuğun yüzü bana dönük, çocuğun yüz ifadesini görmelisiniz pür dikkat beni inceliyor, farklı bir yüz ilgisini çekti. Genç hostes kızlar küçük arabalarda yiyecek satıyor, dışarıdaki manzara enfes tren saatte 300 kilometre gidiyor ama siz 80-90 kilometre gidermiş gibi hissediyorsunuz.





                     Trende benden başka yabancı yok hepsi Çin’li. Ara sıra bazı istasyonlarda duruyoruz, inen iniyor binen biniyor, böylece gerçekten beş saat sonra Shangi tren istasyonuna girdik. Trenden inip yürüyen merdivenlerle aşağı istasyona giriyoruz çok büyük bir istasyon, tertemiz ve çok iyi organize edilmiş, salonun ortasında uçlü sıralar halinde oturma koltukları, yanlarda yiyecek yerleri ,mağazalar, üst katta bir market, hediyelik küçük dükkanlar var. Metro haritasını çıkardım, otele giden metro hattını buldum, hem Beijing hem Shangai’yin güzel , kolay ve düzenli bir metro sistemi var. Otele yakın durakta metrodan inip bir kaç kişiye sorarak otelmi buldum. Otelimizin ad Greentree inn, Resepsinde ki   görevli bayan hemen kayıt yapıp oda anahtarlarıni verdi. Rusya ve Sibirya’da ciddi dil problemi yaşamıştık ama Çin’de bulunduğumuz  her yerde insanlar İngilizce bildiği için anlaşma problemimiz olmadı.,

SHANGAI;

1800 yıllarında küçük bir balıkçı kasabası olan Shangai,  İngiliz ve Fransız’lara tanınan ticari imtiyazlarla Asya’nın en büyük liman kentlerinden birine dönüşmüş. Gökdelenlerin sayısının 1000 olup , 3000 tanesininde yapım aşamasında , goktelenlerin sayısı hızla artmaktadır. Bu yüksek binaların çoğu “bund”olarak adlandırılan Huang Pu nehri kıyısında bulunuyor. Çin’in en yüksek binasi yine “bund”da, Shangai’in en yüksek binasi ise Dünya Ticaret Merkezi.

                       Shangai tarihi fazla olmayan yeni bir şehir, Batılı bir Metropol şehri havası var. Çin Halk Cumhuriyetinin en büyük, dünyanın da sekizinci büyük şehridir. Şehrin içinden geçen Huang Pu (Anlamı sarı nehir) 114 kilometre uzunluğu ile Shangai’in en uzun nehri olup ortalama 400 metre genişliği 9 metre derinliği var. Shangai içme suyunu bu nehirden aliyor, şehir icin çok onemli bir nehir, ayrıca ünlü Shangai limanı da bu nehrin üstünde. Sehir Puxi (Batı) ve Pudang (Doğu) olarak iki bölüme ayrılmış.


                 Yürüyerek Shangai’yin en meşhur caddelerinden biri Nanjing caddesine geliyorum . Eğer yazılar Çin’ce olmasa kendinizi New York yada her hangi bir batı metropol şehrinde yürüyormuş izlenimi edinebilirsiniz. Yedi, sekiz kilometre uzunluğunda olan bu cadde de batının bütün moda mağazalarını bulabilisiniz,  Ayrıca şehrin en eski alışveriş merkeziymiş.


     

                  Caddenin doğu ucunda yayalara ayrılan bölümünde bir çarşı var. Modern alışveriş  merkezleri, tiyatro ,uluslararası oteller, Pizza hut, Mac donalds, caddede yürürken gördüklerim. Pizza hut’a girip bir pizza ismarliyorum., Bir taraftan pizzamı yerken bir taraftan da camdan dışarıyı izliyorum, ancak İstanbul Beyoğlu yada Ankara Kızılay da görmeye alıştığım insan kalabalığı yoğunluğu  var. Bugünku  gezi  programım, önce Nanjing caddesini dolaşıp sonra “bund”da gitmek. Bir çok yerde fotoğrafını gördüğüm , binaların ışıklarının nehirde ki yansımalarını merak ediyorum.
                        Nanjing caddesi gezimi bitirdigimde artık hava kararmıştı. “Bund”da doğru yürürken Çin’li bir kadın yanıma yaklaştı, “bana şehri gezdirebileceğini ve ucuz alışveriş yapabileceğimiz yerlere götürebileceğini “söyledi. Kibarca elimde şehir haritası olduğunu nerelere gideceğimi zaten bildiğimi, alışveriş için gelmediğim söyleyip teklifini geri çevirdim.  . Bund’da iğne atsanız yere  düşmüyor sadece turistler değil  yerli halkta var. Akşamın alaca karanlığının peşinden şehrin renkli ışıkları nehri aydınlattı. Nehrin  karşısındaki binaların yanıp sönen  ışıklarının  nehirdeki yansıması görülmeye değer, nehrin üstünde farklı renklerde ışık hüzmeleri adeta suyun üstünde dans ediyor. Nehirde ki  turist  gezi gemilerin  yanıp sönen farklı renklerdeki ışıkların görüntüsü tam fotoğraflık ama insan kalabalığından  fotoğraf çekmek mümkün değil ki. Tam karşımızda 468 metre yüksekliğinde dünyanın 6. Çin’in ikinci yükseklikte “Pearl TV kulesi”bulunmakta. Bu kulenin yüksekliğinin yanısıra onu bukadar cazip kılan mimari tasarımı, kulede üç büyük küre sonra beş küçük küre var.



                     Yüzlerce turistin arasında kendime yol açıp bende fotoğraf çekmekmeye çalışıyorum.  Mümkün olan en kısa zamanda çok fazla kare yakalamak. O kadar çok turist var ki  herkesin derdi en iyi açıdan fotoğraf çekebilmek. Bu fırsatı yakalayanlar işi bitince birbirine yer açıyor. .


                     Fotoğraf çekimlerinden sonra “bund”da yürüyorum, Huang Pu nehrinin üzerinde değişik ışık renkleri ile yanıp sönen Nanpu köprüsüne geldim. Buradan  bu kez  karşı tarafın fotoğraflarını çekiyorum.

Nehirdeki gemilerin ve binaların  ışıklarının suda yansıması ile Shanga  muhteşem  gece manzarasına sahip, zaten  bu güzelliği tescillenmiş ve“bund”,Shangai  2009 yılında ‘’en güzel gece manzarası ‘’ ödülüne layık olmuş. İlk  onuncu siraya girmis. Işıklar şehri de denilebilir..      Bund da cadde üstündeki binalar mimarlık mucizesi gibi, nedense bana eski Fransız mimari tarzını çağrıştırdı, sonradan öğrendim ki gerçekten batı mimari tarzı örnek alınmış . Bu binalarda oteller, özel kulüpler,uluslararası şirketlerin merkezleri var.



                         Bund boyunca tek bronz heykel Shangai’in ilk komunist belediye başkanı Cen yi’nin heykeli . Bund gece mükemmel çarpıcı  buraya birde gündüz gelmek lazım., Metrodan 2 numaralı hattla  otele dondum, hemen kamerayı sarja koyup bütün fotoğrafları laptopa aktardım. Uzun ve yorucu ama bir o kadarda verimli bir gündü . Sıcak bir duş ve hemen yattim.      Sabah erkenden  otelin karşısında ki batı standartlarına uygun  kafede kahvaltı yaptım, o sırada tezgahta dilimlenmiş ekmek gördüm “Bu ekmeği nerede bulacağımı”sordum. Nanjing caddesi uzerinde “bread and spice” dedi, adresi aldım. Eğer ekmeğimiz olursa gerisi kolay. Yürüyerek tekrar Nanjing caddesine geliyorum, burada hop on, hop off sehir turuna $15 dolar vererek günlük pass aldım. 
      Şehrin önce yeşil hat üzerindeki bölgesini bitirdikten sonra dönüp bu sefer kırmızı hat üzerindeki bölgeyi gezdim. Yaklaşık dört saatte üstü açık otobüsle şehrin görülmesi gereken bütün yerlerini gördüm, önemli bulduğum yerleri not ettim. Tekrar Nanjing caddesine geldiğimizde inip “bread and spice”yi bulmak üzere caddede yürüyorum, Çok büyük modern bir alışveriş merkezinin caddeye bakan kısmında “bread and spice”yi buldum. Sanırım bu alışveriş merkezinin üst katlarında  batı şirketlerinin ofisleri var, çünkü “bread and spice”de tek bir Çin’li bile yok, içerde ki müşterilerin hepsi batılı. Ben de bir omlet le beraber kahve soyledim. , yolculuğun başından beri içtiğim en güzel kahve, ekmek  alıp sırt çantasina koydum, en azından bir kaç gün ekmeksiz kalmayacağım.



 .                      Hung Pu nehrinin batısına düşen Jin Mao Tower’ı görmek için tüneli geçtim, 88 katlı Jin Mao Tower 1999 senesinde bitmiş, Shangai’yın 3. yüksek binası 420 metre yüksekliği, 2.3 hektarlık bir alan içinde. Binada modern ofisler, bes yıldızlı otel, gözlem alanı ve sergi salonları var. Asansörle 45 saniyede 88. kata ulaşabiliyorsunuz,

Jin Mao Tower’a yakın olan Shangai dünya finans merkezi Çin’in ikinci en yüksek binası 2008 yılında tamamlanmış yüksekliği 492 metre, toplam 101 kat var.
                          Akşam bir Uygur restoranında yemek yedikten sonra Hugi caddesine geldim, burası da Ninjing caddesi gibi, insanların gezinti yaptıkları büyük modern bir cadde. Bu caddeyide gezdikten sonra otele döndüm, yarınki program da Yuyuan Bahçesi var. 



                              Ertesi sabah metroda 10 numaralı hattı alıp Yuyuyan istasyonuna geldim. Shangai’yın sadece 100 senelik bir geçmişi olduğunu düşünürseniz, Kuzey Amerika gibi tarihi  yeni bir şehir. Shangai’da en eski yerlerden biri Yuyuan bahçesi. 1559 yılında yapımına başlanmış, 1577 yılında tamamlanmış, bahçe on dokuzuncu yüzyılda afyon savaşı sırasında ciddi hasar görmüş sonra renove edilmiş. 1961 yılında da halka açılmış. Dörtyüz sene öncesine dayanan tarihiyle bahçe Pan ailesinin özel mülkiyetiymiş. Pan ailesinin çöküşüyle bahçe harap olmuş.



                        Yuyuan bahçesi beş dönümlük bir alanı kapsıyor. Sansui Hall, Wanhua odası, Dianchun Hall, Huijing Hall, Yuhua Salonu , iç bahçe.; Burada altı ana doğal alan vard . Her alanın kendi sınırları içinde bir çok doğal noktaları var.




                      Cuixiu Hall eski agaçlar ve çiceklerle çevrili  zarif bir yer, burada antika satış yerleri  bulabilirsiniz, Sansuyi Hall, 1760 yılında inşaa edilmiş misafir ağırlamak için kullanılmış , dokuz metre yüksekliğinde beş salonu var . İç bahçe 1709 yılında ayrı bir bahçe olarak inşaa edilmiş ama şimdi Yuyuan’nın bir parçası.  Bahçeye  girdiğinizde karşınıza eski klasik Çin binaları çıkıyor, ortada bir göl, gölün içinde de renkli büyük balıklar var, gölün üstünde ki köprülerden geçip fotoğraf çekmeye çalışıyoruz ama zorlanıyoruz çünkü küçük bir alan içinde çok fazla insan var.





Ben bir köşede fotoğraf çekmeye çalışırken genç bir Çin’li “Yukarıda bir yer var orada çok daha güzel fotoğraf çekersiniz”dedi. Onu takip ederek bir binaya girdik ,asansörle bir restorana çıktık, bizi buranın balkonuna götürdü. Gerçekten de manzara harika, bütün bahçe ve binalar buradan kuş bakışı gözüküyor, eski Çin binalarının orjinal çatılarının, bahçenin panoromik fotoğraflarını çektim, bize yardım ettiği için teşekkür edip  biraz bahşiş verdim , oda memnun oldu ben de.

        



  

                   Bahçenin olduğu bu alan Shangai’yin tarihi binalarıyla dolu, bahçe den caddeye çıktıktan sonra burdaki klasik Çin yapılarının fotoğraflarını çeke çeke yürürken birden dondurma diye Türkçe bir yazı gördum. Önce bir anlam veremedim ama sonra dondurma satan adamın kafasındaki fesi görünce anladim. Gerçekten Maraş dondurması satıyor, Bizde bazen turistleri deli eden şaklabanlığı bu vatandaşta Çin’lilere yapıyor ama Çin’lilerin bu şaklabanlıktan çok da hoşlandığı söylenemez.Bir dondurmada ben aldım, yoğun olduğu için fazlada konuşup işine engel olmak istemedim.




                    Tekrar metroya binerek meşhur Nanjing caddesine geldim, otele doğru yürürken sol tarafımızdaki bahçeden gelen müzik sesi dikkatimi çekiyor, sağlı sollu ağaçlarla kaplı bahçeye girdigimde bir meydanda müzik eşliğinde vals yapan onlarca yaşlı Çin’liyi gördum., Onların sol tarafında etrafı tahtalarla çevrilmiş küçük bir göl var, burada da insanlar “tai chi”yapıyor. Bir sure dans eden çifleri izledikten sonra otele döndüm. Yarın Pekin’e geri dönüyorum.




                     Pekin treni saat dörtte kalkıyor bu hesaba göre akşam onda Pekin’de olacağım , saat iki civarinda otelden ayrılıp tren istasyonuna gittim, üç günlük Shangai gezisi hızlı ama güzel geçmişti. Trenin kalkışına daha bir saatlik zaman var, yürüyen merdivenlerle üst kata çıktım, buradan istasyonun içi cetvelle çizilmiş gibi o kadar düzgün gözüküyor ki,yukarıdan vuran ışık parkelerde yansıyor, son derece temiz, düzenli , büyük modern bir istasyon.

Neyse, birer kruvasan birer de meyve suyu alıp , tren gelene kadar onları bitirdim. Beş saat sonra Pekin.















            KAYNAKLAR ;
2.    Lonely planet trans-siberian railway
3.    www.seat61.com
4.    Trans-Sibirian handbook (Brtn Thomas)
6.    www.wikipedia.org/Turkic People