Total Pageviews

Showing posts with label TRANS SIBIRIA GEZI NOTLARI -16 NURUU MILLI PARK. Show all posts
Showing posts with label TRANS SIBIRIA GEZI NOTLARI -16 NURUU MILLI PARK. Show all posts

Saturday 31 January 2015

TRANS SIBIRIA GEZI NOTLARI -16





                    TRANS SIBIRIA GEZI NOTLARI KHUSTAI NURUU MILLI PARK

 KHUSTAI NURUU MİLLİ PARK’ı,vahşi atları göreceğiz. Hustai Ulusal Park yada Khustai Nuruu Milli Park’ın alanı 506 km2 , Moğol hükümeti 1993 senesinden sonra özel koruma altına almış. Içinden Tuul nehrinin geçtiği bu park Ulan Bator’un 100 km batısına düşüyor.

  Khustai; Huş ağacı demekmiş, Nuruu ise, dağlar. Khustai nuruu, huş agacı dağları anlamında. Milli park son Moğol İmparatoru Bogd Kahan’nin avlanma bölgesiymiş. Park geniş bir nehir vadisiyle ayrılmış ve her türlü av yasaklanmış .
 

Park Moğolistan’ın en iyi korunan parklarından biri. Dünyanın en son ve en gerçek vahşi atların yaşadığı park. Bir türlü evcileştirilemiyen bu vahşi atların türünü keşveden Rus araştırmacı Przhevaisky olduğu için, Przhevalsky’nin atları olarak adlandırılıyor.  



Vahşi atlarla beraber parkın içinde ;459 çeşit bitki türü, 85 çeşit yosun türü, 95 çeşit kara yosunu, 33 çeşit mantar türü, geyik, ceylan, yaban domuzu, yaban keçisi, vaşak, vahşi kedi, kırmızı tilki, 217 çeşit kuş türü ,kaya kartalı, sakallı akbaba, toy kuşu, ötücü kuş, siyah leylek,  16 çeşit balık türü, 385 çeşit böcek türü, 21 çeşit karınca  türü, 55 çeşit kelebek türü, 105 çeşit çalı cır cır böceği, 29 çeşit çekirge türü yaşamakta.

Parka girdikten sonra arabayı park edip iniyoruz, dağa doğru tırmanırken gördüğümüz farklı  dağ çiçekleri çok etkileyici, hayatımda bukadar güzel çiçek çeşiti görmedim. Vadinin karşı tarafındaki at sürüsüne yaklaşırken tur rehberi uyararak fazla yaklaşmamızı istemiyor. Sürü başının tehlikeli olduğunu eğer sürüyü tehlikede hissederse saldırabileceğini söylüyor.  



Bir taraftan fotoğraf çekerken bir taraftan da yavaş yavaş sürüye yaklaşmaya çalışıyorum. Sürü başı sürünün 5-6 metre uzağında duruyor, biz sürüye yaklaşırken birden kafasını kaldırdı, havayı kokladıktan sonra koşarak sürünün yanına geldi, sürüyü topladıktan sonra sürünün önüne geçip oradan uzaklaştırdı.



Vadinin karşısında bir başka sürü var. Tur rehberimize rica edip burada biraz daha kalmak istediğimizi söyledik. Fotoğraf çekmeyi bırakıp bu eşsiz doğanın  tadını çıkartıyorum, önümüzde tablo gibi bir manzara var, masmavi bir gökyüzü, oturup bu muhteşem tabloyu  hafızama yerleştiriyorum. Bu sessizlik inanilmaz bir huzur ve dinginlik  veriyor insana


         Gezdiğim, gördüğüm bir çok ülkede “Tekrar buraya gelirim dediğim bir kaç ülke olmuştur ama hiç bir zaman Moğolistan’a tekrar gelmeyi arzuladığım gibi başka hiç bir ülkeyi arzulamadım .




Moğolista’a tekrar  geleceğim hemde bu sefer çok daha uzun kalacağım”. Tur rehberimiz yola çıkmamız gerektiğini söylüyor, bundan sonra gideceğimiz yer atalarımızın geldigi topraklar, Bilge Tonyukuk yazıtlarının olduğu bölge. Buradan ayrılmayı hiç istemesemde dağlardan inip arabaya biniyoruz.

 Sonsuz bir bozkırda gidiyoruz, artık yoldan vazgeçtim takip edeceğimiz bir tekerlek izi bile yok. Bomboş bozkırda şoför yolunu nasıl bulacak diye merak ta ediyorum. Yerler çukurlarla dolu ama bizim şoför tam gaz gidiyor, bu arabanın hakkını vermek gerek, ben bu araba parçalanır diye düşünmüştüm ama hala gidiyor. Bir saat kadar uçsuz bucaksız bozkırda gittik, sonunda rehberimiz Tonyukuk yazıtlarının olduğu yeri işaret etti.






Tonyukuk yazıtlarının olduğu taşlar Türk Hükümeti tarafından etrafı demir parmaklıklarla  çevrilmiş, giriş yerinde Türkçe, İngilizce,ve Moğolca Tonyukuk yazıtları hakkında bilgi veren bir pano var . Buranın bakım ve korunmasını içinde   Mogol bir  aile görevlendirilmiş. Görevli gelip giriş kapısını açtı. Biz taşları gezerken rehberimizde öğle yemeğini hazırlamaya başlamıştı. Hava soğuk ve rüzgar  insanı uçuracak kadar güçlü bu ruzgarda nasıl yemek pişirecek merak ettim.

Neyse biz soğuk ve rüzgara aldırmadan yazılı taşların fotoğraflarını çekmeye başladık.

                               BİLGE TONYUKUK YAZITLARI, 730 yılında Moğolistan’ın Tuulu ırmağı vadisinde Tsokto bölgesinde olup 2.25m ve 1.70 metre yüksekliğinde iki taş,(yerde ayrıca beş altı taş daha var) dört yönlü iki taş üzerinde üzerine yazılan bu yazıtların birinci taşında 35 satır, ikince taşta da 27 satır olmak üzere toplam 62 satır bulunmaktadır.


Bu kitabenin ilk 47 satırı, Ilteris Kağan ve Kapgan Kağan dönemlerinden bahsetmekte daha sonraki satırlarda da kendini anlatmakta ve Göktürk tarihi hakkında bilgi vermekte, Yazılar  Göktürk Türkçe’si ile yazılmış. 
Tonyukuk, adı bilinen ilk Türk yazar, tarihci ve devlet adamı, 8.yüzyılda Göktürk devrinde yaşamış Kutluk Kağan (Ilteris), Kapgan Kağan, Bogu Han ile Bilge Kağan’a baş vezirlik yapmış,bazı savaşlarda başkomutan olarak görev almış.



Kendi adina yazdirdigi yazitlarda: Cin yurdunda dogdugunu, Kutluk Kagan’la Cin esaretinden birlikte kurtularak ,Turklerin, Cin esaretinden kurtulus savasini idare etmis.

Vezir Tonyukuk kitabesinden bazi alıntılar,;
Ben Bilge Tonyukuk: Çin ülkesinde doğdum (Benim doğduğum yıllarda Türk milleti Çin’in egemenliği altındaydı).Türk milleti kendine bir han seçmeden Çin’in egemenliğinden ayrıldı. Sonra kendine bir Han seçti. Ancak seçtiği bu Han’ı terk edip tekrar Çin’e tabi oldu.

Tanrı yargıladığı için Türk Millet içinde silahlı düşmanı gezdirmedim. Damgalı atı koşturmadım. Kutluğ Kağan çalışmasaydı ona uyarak ben çalışmasaydım Il’de millet’te yok olacaktı. Çalıştığı, çalıştığım için Il, Il oldu millet’te millet oldu.Kendim artık kocadım.Simdi Türk Bilge Kağan, Türk müstakil milletini ,Oğuz milletini iyi idare ederek tahtında oturuyor. Yazıtların fotoğraflarını  çektikten sonra dışarı çıktık arkamızdan da görevli tekrar kapıyı kapattı. Fotoğrafını çekerek oradan ayrıldık.

 Rehberimiz yemeğin hazır olduğunu söyledi, tabaklarımızı alıp her zamanki lapa  makarnayı yedik. Yemekten sonra rehberimiz bulaşıkları yıkarken bende bozkırı dolaşmaya çıktım, bozkırda yaklaşık on onbes taş dikkatimi çekti, geri gelip demir parmaklıkların dışında kalan taşları incelediğimde bu taşların bozkırda ki taşlarla aynı özellik taşıdığını fark ettim.Bunu tur rehberimize söylediğimde güldü “Haklısın” dedi “ yakında Türk Hükümeti burada çok geniş bir arkeoloji çalışması başlatacak” dedi,
 

 Tur rehberimizin dediğine göre Göktürkleri tarih sahnesinden silen Uygur Türk’leri ile Karluk Türk’leri olmuş. Göktürk Hakan’ı Kutluğ Han’ı öldürdükten sonra Göktürk topraklarını aralarında paylaşmışlar, sonrada Çin egemenliğini kabul etmişler.


 Doğrusu Tur rehberimizin çok geniş  Türk ve Moğol tarih bilgisi var.

Tonyukuk yazıtlarından ayrılıp tekrar yollara düştük, bundan sonraki gideceğimiz yer Cengiz Han’ın devasa heykeli. Bozkırın ortasında yola devam ediyoruz, ama geldiğimiz yoldanmı yoksa başka bir yoldan mı (daha doğrusu yönden)bilemiyorum. Rehberimize bozkırın ortasında yolu nasıl bulabildiğini soruyorum, gulumsemekle yetiniyor.

            KAYNAKLAR ;
2.    Lonely planet trans-siberian railway
3.    www.seat61.com
4.    Trans-Sibirian handbook (Brtn Thomas)
6.    www.wikipedia.org/Turkic People