Total Pageviews

Showing posts with label 2016 SOUTH AMERICA / CHILE / ATACAMA / GEZI NOTLARI-12. Show all posts
Showing posts with label 2016 SOUTH AMERICA / CHILE / ATACAMA / GEZI NOTLARI-12. Show all posts

Tuesday 22 March 2016

2016 SOUTH AMERICA / CHILE / ATACAMA / GEZI NOTLARI-12

IQUIQUEDEN SAN PEDRO VE ATACAMA COLU-3



           Aralik ayinin 25'inde Iquique’de  San Pedro’ya gitmek uzere otobus terminaline gidiyorum. San Pedro’ya gitmek icin once CALAMA’ya gidip oradan aksam 5:30 otobusunu alacagim. Otobus sirketi TURBAS, iki katli ama hayatimda bu kadar pis bir otobuse binmemistim. Iceri girer girmez agir bir tuvalet kokusu  yayilmis durumda, oturacagim koltuklar pislik icinde. Gerci artik alistismistim, her turlu pislige karsi bagisiklik kazandik.

         IQUIQUE ile CALAMA yolu belkide dunyanin en tehlikeli yollarindan biri. Yuksek daglar denize kadar uzaniyor, yol daglarla deniz arasinda, toprak kaymasina karsilik yol boyunca duvar orulmus, ama toprak kaymasi o kadar yogun ki yer yer dusen kayalardan duvarlar yikilmis, hatta agir buyuk kayalar yolun obur tarafina gecmis. Atacama colu kum degil tas colu.
        LA SERENA’dan baslayip PERU’ya kadar uzanan 1500 km karelik bir alani kapsiyor. Topragin rengi kirmizi cografi yapi MARS’a benziyor. Yururken Marsta yuruyormus gibi hissediyorum. Zaten sonradan ogrendim ki Mars filmleri Atacama’da cevrilmis.





       Coldeki kayalar milyonlarca yildir ruzgarin etkisiyle degisik figurler olusturmus.Yol boyunca gordugum kayalar Arizonadaki kaya ve kanyonlari aratmiyor.




Atacama’da aktif ve aktif olmayan bir suru yanardag var. En aktif olan yanardag LASKAR “ Atesin Dili” anlamindaymis.

Yedi saat sonra CALAMA’ya variyoruz, San Pedro otobusu 5:30 da yani daha uc saat buradayiz, Kucuk bir terminal, disardaki sicaklik dayanilacak gibi degil onun icin terminalin icinde beklemeye karar veriyorum, disardaki hava sicakligi en az 40 derece. Zaten Atacama dunyanin en eski, en sicak , en kurak, en yuksek colu. 



          Terminalde beklerken Teresa adli bir Alman kadinla tanistim. O da 4 aydir yollarda ve daha ne kadar devam edecek bilmiyor, bir plan yapmamis. Isini birakmis, arabasini, esyalarini satmis, yollara dusmus en az bir sene gezmeyi dusunuyor. O da nerdeyse bizim rotayi takip ediyor. Yalniz o Santiago’dan Arjantina’ya gecip guneye inecekmis, ben Sili’nin guneyinden Arjantina’ya gececegiz.







          Kadinin basina cok sanssiz bir olay gelmis, Peru’da otobuste uyurken ayaginin altindaki cantayi calmislar, butun parasini, pasaportunu kaybetmis. Onun icin tekrar Lima'ya donup yeni pasaport cikartmak zorunda kalmis. Kadin, yasadigi   olumsuzluga ragmen hala cok pozitif, yola devam diyor.




5:30 da San Pedro otobusu nihayet geldi, bu otobuste Turbus, bunun da  cok temiz oldugu soylenemez. Aksam  7:30 civarinda San Pedro’ya iniyoruz. Toplam 13 saatlik coldeki otobus yolculugu beni yordu. Hostele gelir gelmez bir dus alip hemen cikip bir restorant aradim. Onume cikan ilk restoranta girip  bir pizza ismarladim, Toplam 11 dolar, odedim ama  pizza enfesti. Atacama’ya gidecekseniz, kesinlikle tur almayin. Dort gunluk tur icin 600-700 dolar isterler, hatta Viator sanirim dort gunluk tur icin 700 dolar aliyor.



        San Pedro’da hosteller genellikle 40-50 dolar arasi, dort gunluk tur ise, Valle de la Luna, Geyser del Tatio, Altiplanic Lagoons, Salar de tara, bu turlarin hepsini 130-150 dolara getirebilirsiniz. San Pedro’da sayisiz tur burolari var, buralardan cok uygun fiyat bulabilirsiniz.




          Aralik 26 sabahi erkenden tur rehberi Maria, beni hosdelden aldi, butun otobus dolu. Ilk ugradigimiz yer, Atacama colunun ortasinda kurulmus TOCONAO adli kucuk bir koy,
San Pedro’dan uzakligi sadece 35 km. Koyun nufusu 600, gecim kaynagi turizm bir de Lidyum madeni cikiyormus.


Koyun kucuk bir meydani, meydanda da 1735 yilinda yapilan bir kilise, ve Can kulesi bulunuyor. Deniz seviyesinden yuksekligi 2485 metre.



         Koy binalarinin bir cogu volkanik taslardan yapilmis. Bolgedeki aktif olan yanardaglar: LASKAR (Atesin Dili) , BUTANA, OLLANVE  bir de aktif olmayan siradaglar var. MISCANTI DAGI, MINIQUES daglari gibi.


Tekrar yola devam ediyoruz, ikinci duragimiz SALT FLAT, etraf tamamen kayalasmis tuzla kapli, 8 milyon sene once butun su cekilmis alttan Potassiyum, Sulfur, tuz, Calsiyum, Borax, Potasyum, gibi minaraller aciga cikmis. Bu bolge senede ancak 20mm yagmur aliyormus. Dunyadaki Lidyum’un %25 i bu bolgeden cikiyor. 



      Gol'un ustunde bir suru flamingo var, Flamingolar tuzlu su severmis. Sili’de alti cesit filamingo bulunmaktaymis.

      Salt Flat deniz seviyesinden yuksekligi 2485 metre, alani ise 3000 km kare, dunyanin ucuncu buyuk tuz golu.



       SALT FLAT’ dan ayrildiktan sonra SOCIONA adli kucuk bir kasabadan gecerek Sili Ulusal Parka giriyoruz. Park giris ucreti 3000 peso. Parkta iki ayri gol var, MISCANTI ve MINIQUES , aslinda bunlar ayni gol ama volkanik lavlardan sonra Miscanti, golu olusmus. Deniz seviyesinden yuksekligi 4100-4350 metre.

         Gec bir saatte tekrar gecelemek uzere San Pedro’ya donuyoruz, yarin sabah  cok merak ettigim, romanlara konu olan Ay Vadi’sine gidecegiz. VALLE DE LA LUNA

         Aralik ayinin 27 sinde sabah saat 3:30 da kalkip EL TATIO GEYSER’leri gormeye gidiyoruz. San Pedro’ya 100 km mesafedeymis. Sabahin korunde yola cikmamizin nedeni, yer alti kaynaklarindan cikan buharlar sabah erken saatte hava sogukken gozukurmus, hava isindiktan sonra buharlar gozukmuyormus, Bir saat sonra yeralti kaynaklarin oldugu yere ulasiyoruz, seksen tane yeralti kaynaklari var ve her kaynaga giden yollar taslarla isaretlenmis, bu yoldan disari cikmamamiz soyleniyor, tehlikeliymis. Turist bir kadin kaynagin icine dusup haslanmis. Gercekten de gokyuzune dogru metrelerce buhar yukseliyor. Ama hava cok soguk oldugu icinde donuyoruz. Tam col havasi sabah cok soguk gunes ciktiktan sonrada kavurucu sicak.




          Deniz seviyesinden yuksekligi 4320 metre olup, dunyanin en yuksek Geyser Field'i imis. QUECHUA dilinde “Firin” demekmis.







Ogleden sonra saat dort civarinda kitaplara konu olan meshur VALLY DE LA LUNA “ Ay Vadisi”ne  gidiyoruz, bu gezide en cok gormek istedigim yerlerden biri. Yolda SOCIANA adli kucuk bir koyde duruyoruz, Deniz seviyesinden 3300 metre yuksekte olan bu koy, Arjantin sinirina yakin en son yerlesim yeri, Koyde yasayan toplam insan sayisi 150 kisi. Insanlar daha once maden ocaklarinda calisiyormus, maden ocaklari kapaninca goc etmisler, kalanlarin ise gecim kaynagi turizm ve tarim.





         Ay vadisi San Pedro’ya sadece 17 km mesafede, Ay vadisi, ayin yuzeyine benzedigi icin bu ismi almis.  Vadi kum ve taslarin binlerce yil ruzgarin asinmasi ile degisik sekiller almis, Bizim ciktigimiz tepenin hemen sag tarafi yuksek bir kum tepesi, asinma ile daglardaki kayalarin rengi de degismis ama agirlik kirmizi renk. Yuzyildan beri hic yagmur almamis, dunyanin en kurak yeriymis.

gunesin kayalara yansimasi



       Ay Vadisinden, dag’in tepesine dogru tirmanmaya basliyoruz, tirmanmak derken hic de kolay degil her on metrede durup nefes almaya calisiyorum, oksijensizlik hareket ettikce daha cok etkiliyor, yeterli oksijen alamiyorum. Zar zor tepeye ciktim. Dagin tepesinde upuzun bir mesafe de cok dar bir patika yoldan yurumeye basliyoruz, cok tehlikeli ve dar bir patika her iki taraf ucurum, asagi dussen sag kalma sansi yok. Zaten yolun ortasinda Cin'li bir kiz oturup aglamaya basladi, ne ileri ne geri gidebildi. Tur rehberi kizin koluna girip geri goturdu. Manzara muthis guzel, tam bir doga harikasi ama ben gene de yukseklik korkusu olana hic tavsiye etmem. 





Bol bol fotograf cektikten sonra yavas yavas ayni patika yoldan geri donuyorum, vadiye indikten sonra sirada Ay vadi’sinin bir kac km kuzeyin’deki VALLE DE LA MUERTE, “ Olum Vadisi”ne gidiyoruz. Aksam gec saatte bu vadiye gidisimizin nedeni gun batimini izlemek icin, Bu vadinin ismi aslinda VALLE DE MARTA “ Mars Vadisi” NASA burada bazi testler yapmis , cunku cografyasi Mars'a cok benziyormus





           Manzara muthis guzel, dagin asagisi ucurum, derin bir kanyon var. Daglarin rengi kirmizi. Gercekten gun batarken gunesin daglara yansimasi inanilmaz, butun dag sanki alev alev yaniyor, butun turistler en iyi yerde fotograf cekmek icin kosusturup duruyor. Bu doga harikasinin fotografini da cektikten sonra tekrar San Pedro’ya donuyoruz.


          Aralik ayinin 28 inde gene sabah erken bir saatte yol cikiyoruz, ilk ugradigimiz yer RIO GRANDE adli kucuk bir koy koyun nufusu daha once 90 kisiymis simdi ise sadece 8 kisi, ama ilginc olan bir ogrenci icin bir ogretmen atanmis. Koyden ayrildiktan sonra asil gorecegimiz yer RAINBOW VALLEY’e hareket ediyoruz.





Beni en cok etkileyen yerlerden biri Rainbow Valley oldu. Kayalarda hangi rengi ararsaniz var. Kayalarda bulunan degisik minaraller degisik renkler vermis. Kahverengi, sari, beyaz, yesil, burayi ziyaret etmek icin en iyi zaman sabahin erken saati, veya aksam ustu gunesin yatay oldugu zaman, gunes isiginin kayalara yansimasiyla en iyi renkleri bu zamanlar veriyor . Rainbow denmesinin nedeni ise bazi kayalarin ust tarafi beyaz alt tarafi kirmizi renkte bazi kayalar ise alt tarafi yesil ust tarfi beyaz tonlarda, milyonlarca yil ruzgarin etkisiyle kayalar degisik figurler olusturmus.


Atacama colunun ilk yerleskenleri ATACAMENO’LAR  11 bin yil once Sili’nin kuzeyindeki PUNA bolgesine yerlesmisler. M.O. 800 yillarinda ise San Pedro yakinlarina yerlesirler, M.S. 900 yilinda kale sehir QUITOR kurulur. 12. yuzyilda INCA’lar ATACAMENO bolgesini iskal eder, PUCARA DE QUITAR sehrini daha da gelistirirler. Sehir teraslar seklinde yapilmis, sehirdeki kalintilar tas binalardan olusmus. Sehirin yerlesim alani dag, yaklasik 40 dakika dag'a tirmandigimizda doyumsuz bir manzara ile karsilasiyoruz, asagida uzanan vadi, ve San Pedro’nun panaromik goruntusu muthis.








Son ugrak yerimiz Ulusal Park icindeki VALLEY DE JENEZ , burada da INCA doneminden kalma kayalara cizilmis hayvan resimleri bulunuyor. Oklari takip ederek once daga cikiyor sonra dagin arka tarafindan tekrar vadiye iniyoruz, genellikle Alpaca, ejderha, insan, tilki, condor figurleri agirlikta.


YARIN; ANTAFOGOSTA’YA GIDIS