IQUIQUE’DEN SAN PEDRO VE ATACAMA COLU-3
Aralik ayinin 25'inde
Iquique’de San Pedro’ya gitmek uzere otobus terminaline gidiyorum. San
Pedro’ya gitmek icin once CALAMA’ya gidip oradan aksam 5:30 otobusunu alacagim.
Otobus sirketi TURBAS, iki katli ama hayatimda bu kadar pis bir otobuse
binmemistim. Iceri girer girmez agir bir tuvalet kokusu yayilmis durumda,
oturacagim koltuklar pislik icinde. Gerci artik alistismistim, her turlu
pislige karsi bagisiklik kazandik.
IQUIQUE
ile CALAMA yolu belkide dunyanin en tehlikeli yollarindan biri. Yuksek daglar
denize kadar uzaniyor, yol daglarla deniz arasinda, toprak kaymasina karsilik
yol boyunca duvar orulmus, ama toprak kaymasi o kadar yogun ki yer yer dusen
kayalardan duvarlar yikilmis, hatta agir buyuk kayalar yolun obur tarafina
gecmis. Atacama colu kum degil tas colu.
LA
SERENA’dan baslayip PERU’ya kadar uzanan 1500 km karelik bir alani kapsiyor.
Topragin rengi kirmizi cografi yapi MARS’a benziyor. Yururken Marsta yuruyormus
gibi hissediyorum. Zaten sonradan ogrendim ki Mars filmleri Atacama’da
cevrilmis.
Coldeki kayalar milyonlarca yildir
ruzgarin etkisiyle degisik figurler olusturmus.Yol boyunca gordugum kayalar
Arizonadaki kaya ve kanyonlari aratmiyor.
Atacama’da aktif ve aktif olmayan
bir suru yanardag var. En aktif olan yanardag LASKAR “ Atesin Dili”
anlamindaymis.
Yedi saat sonra CALAMA’ya variyoruz,
San Pedro otobusu 5:30 da yani daha uc saat buradayiz, Kucuk bir terminal,
disardaki sicaklik dayanilacak gibi degil onun icin terminalin icinde beklemeye
karar veriyorum, disardaki hava sicakligi en az 40 derece. Zaten Atacama
dunyanin en eski, en sicak , en kurak, en yuksek colu.
Terminalde
beklerken Teresa adli bir Alman kadinla tanistim. O da 4 aydir yollarda ve daha
ne kadar devam edecek bilmiyor, bir plan yapmamis. Isini birakmis, arabasini,
esyalarini satmis, yollara dusmus en az bir sene gezmeyi dusunuyor. O da
nerdeyse bizim rotayi takip ediyor. Yalniz o Santiago’dan Arjantina’ya gecip
guneye inecekmis, ben Sili’nin guneyinden Arjantina’ya gececegiz.
Kadinin basina cok sanssiz bir olay
gelmis, Peru’da otobuste uyurken ayaginin altindaki cantayi calmislar, butun
parasini, pasaportunu kaybetmis. Onun icin tekrar Lima'ya donup yeni pasaport cikartmak
zorunda kalmis. Kadin, yasadigi olumsuzluga
ragmen hala cok pozitif, yola devam diyor.
5:30 da San Pedro otobusu nihayet geldi, bu otobuste
Turbus, bunun da cok temiz oldugu soylenemez. Aksam 7:30
civarinda San Pedro’ya iniyoruz. Toplam 13 saatlik coldeki otobus yolculugu
beni yordu. Hostele gelir gelmez bir dus alip hemen cikip bir restorant aradim.
Onume cikan ilk restoranta girip bir
pizza ismarladim, Toplam 11 dolar, odedim ama pizza enfesti. Atacama’ya gidecekseniz,
kesinlikle tur almayin. Dort gunluk tur icin 600-700 dolar isterler, hatta
Viator sanirim dort gunluk tur icin 700 dolar aliyor.
San Pedro’da hosteller genellikle 40-50
dolar arasi, dort gunluk tur ise, “Valle de la Luna, Geyser
del Tatio, Altiplanic Lagoons, Salar de tara,” bu turlarin hepsini 130-150 dolara
getirebilirsiniz. San Pedro’da sayisiz tur burolari var, buralardan cok uygun
fiyat bulabilirsiniz.
Aralik
26 sabahi erkenden tur rehberi Maria, beni hosdelden aldi, butun otobus dolu.
Ilk ugradigimiz yer, Atacama colunun ortasinda kurulmus TOCONAO adli kucuk bir
koy,
San Pedro’dan uzakligi sadece 35 km. Koyun nufusu 600,
gecim kaynagi turizm bir de Lidyum madeni cikiyormus.
Koyun
kucuk bir meydani, meydanda da 1735 yilinda yapilan bir kilise, ve Can kulesi
bulunuyor. Deniz seviyesinden yuksekligi 2485 metre.
Koy binalarinin bir cogu volkanik
taslardan yapilmis. Bolgedeki aktif olan yanardaglar: LASKAR (Atesin Dili) ,
BUTANA, OLLANVE bir de aktif olmayan
siradaglar var. MISCANTI DAGI, MINIQUES daglari gibi.
Tekrar yola devam ediyoruz,
ikinci duragimiz SALT FLAT, etraf tamamen kayalasmis tuzla kapli, 8 milyon sene
once butun su cekilmis alttan Potassiyum, Sulfur, tuz, Calsiyum, Borax,
Potasyum, gibi minaraller aciga cikmis. Bu bolge senede ancak 20mm yagmur
aliyormus. Dunyadaki Lidyum’un %25 i bu bolgeden cikiyor.
Gol'un ustunde bir suru flamingo var, Flamingolar tuzlu su severmis.
Sili’de alti cesit filamingo bulunmaktaymis.
Salt Flat deniz seviyesinden yuksekligi 2485 metre, alani ise 3000 km
kare, dunyanin ucuncu buyuk tuz golu.
SALT FLAT’ dan ayrildiktan sonra SOCIONA
adli kucuk bir kasabadan gecerek Sili Ulusal Parka giriyoruz. Park giris ucreti
3000 peso. Parkta iki ayri gol var, MISCANTI ve MINIQUES , aslinda bunlar ayni
gol ama volkanik lavlardan sonra Miscanti, golu olusmus. Deniz seviyesinden
yuksekligi 4100-4350 metre.
Gec bir saatte tekrar gecelemek uzere
San Pedro’ya donuyoruz, yarin sabah cok merak ettigim, romanlara konu
olan Ay Vadi’sine gidecegiz. VALLE DE LA LUNA
Aralik ayinin 27 sinde sabah saat 3:30
da kalkip EL TATIO GEYSER’leri gormeye gidiyoruz. San Pedro’ya 100 km
mesafedeymis. Sabahin korunde yola cikmamizin nedeni, yer alti kaynaklarindan
cikan buharlar sabah erken saatte hava sogukken gozukurmus, hava isindiktan
sonra buharlar gozukmuyormus, Bir saat sonra yeralti kaynaklarin oldugu yere
ulasiyoruz, seksen tane yeralti kaynaklari var ve her kaynaga giden yollar
taslarla isaretlenmis, bu yoldan disari cikmamamiz soyleniyor, tehlikeliymis.
Turist bir kadin kaynagin icine dusup haslanmis. Gercekten de gokyuzune dogru
metrelerce buhar yukseliyor. Ama hava cok soguk oldugu icinde donuyoruz. Tam
col havasi sabah cok soguk gunes ciktiktan sonrada kavurucu sicak.
Deniz seviyesinden yuksekligi 4320
metre olup, dunyanin en yuksek Geyser Field'i imis. QUECHUA dilinde “Firin”
demekmis.
Ogleden sonra saat dort
civarinda kitaplara konu olan meshur VALLY DE LA LUNA “ Ay Vadisi”ne
gidiyoruz, bu gezide en cok gormek istedigim yerlerden biri. Yolda
SOCIANA adli kucuk bir koyde duruyoruz, Deniz seviyesinden 3300 metre yuksekte
olan bu koy, Arjantin sinirina yakin en son yerlesim yeri, Koyde yasayan toplam
insan sayisi 150 kisi. Insanlar daha once maden ocaklarinda calisiyormus, maden
ocaklari kapaninca goc etmisler, kalanlarin ise gecim kaynagi turizm ve tarim.
Ay vadisi San Pedro’ya sadece 17 km
mesafede, Ay vadisi, ayin yuzeyine benzedigi icin bu ismi
almis. Vadi kum ve taslarin binlerce yil ruzgarin asinmasi ile
degisik sekiller almis, Bizim ciktigimiz tepenin hemen sag tarafi yuksek bir
kum tepesi, asinma ile daglardaki kayalarin rengi de degismis ama agirlik kirmizi
renk. Yuzyildan beri hic yagmur almamis, dunyanin en kurak yeriymis.
gunesin kayalara yansimasi |
Ay Vadisinden, dag’in tepesine dogru
tirmanmaya basliyoruz, tirmanmak derken hic de kolay degil her on metrede durup
nefes almaya calisiyorum, oksijensizlik hareket ettikce daha cok etkiliyor,
yeterli oksijen alamiyorum. Zar zor tepeye ciktim. Dagin tepesinde upuzun bir
mesafe de cok dar bir patika yoldan yurumeye basliyoruz, cok tehlikeli ve dar
bir patika her iki taraf ucurum, asagi dussen sag kalma sansi yok. Zaten yolun
ortasinda Cin'li bir kiz oturup aglamaya basladi, ne ileri ne geri gidebildi.
Tur rehberi kizin koluna girip geri goturdu. Manzara muthis guzel, tam bir doga
harikasi ama ben gene de yukseklik korkusu olana hic tavsiye etmem.
Bol
bol fotograf cektikten sonra yavas yavas ayni patika yoldan geri donuyorum,
vadiye indikten sonra sirada Ay vadi’sinin bir kac km kuzeyin’deki VALLE DE LA
MUERTE, “ Olum Vadisi”ne gidiyoruz. Aksam gec saatte bu vadiye gidisimizin
nedeni gun batimini izlemek icin, Bu vadinin ismi aslinda VALLE DE MARTA “ Mars
Vadisi” NASA burada bazi testler yapmis , cunku cografyasi Mars'a cok
benziyormus
Manzara muthis guzel, dagin asagisi
ucurum, derin bir kanyon var. Daglarin rengi kirmizi. Gercekten gun batarken
gunesin daglara yansimasi inanilmaz, butun dag sanki alev alev yaniyor, butun
turistler en iyi yerde fotograf cekmek icin kosusturup duruyor. Bu doga
harikasinin fotografini da cektikten sonra tekrar San Pedro’ya donuyoruz.
Aralik ayinin 28 inde gene sabah
erken bir saatte yol cikiyoruz, ilk ugradigimiz yer RIO GRANDE adli kucuk bir
koy koyun nufusu daha once 90 kisiymis simdi ise sadece 8 kisi, ama ilginc
olan bir ogrenci icin bir ogretmen atanmis. Koyden ayrildiktan sonra asil
gorecegimiz yer RAINBOW VALLEY’e hareket ediyoruz.
Beni en cok etkileyen
yerlerden biri Rainbow Valley oldu. Kayalarda hangi rengi ararsaniz var.
Kayalarda bulunan degisik minaraller degisik renkler vermis. Kahverengi, sari,
beyaz, yesil, burayi ziyaret etmek icin en iyi zaman sabahin erken saati, veya
aksam ustu gunesin yatay oldugu zaman, gunes isiginin kayalara yansimasiyla en
iyi renkleri bu zamanlar veriyor . Rainbow denmesinin nedeni ise bazi kayalarin
ust tarafi beyaz alt tarafi kirmizi renkte bazi kayalar ise alt tarafi yesil
ust tarfi beyaz tonlarda, milyonlarca yil ruzgarin etkisiyle kayalar degisik
figurler olusturmus.
Atacama colunun ilk
yerleskenleri ATACAMENO’LAR 11 bin yil once Sili’nin kuzeyindeki PUNA
bolgesine yerlesmisler. M.O. 800 yillarinda ise San Pedro yakinlarina
yerlesirler, M.S. 900 yilinda kale sehir QUITOR kurulur. 12. yuzyilda INCA’lar
ATACAMENO bolgesini iskal eder, PUCARA DE QUITAR sehrini daha da gelistirirler.
Sehir teraslar seklinde yapilmis, sehirdeki kalintilar tas binalardan olusmus.
Sehirin yerlesim alani dag, yaklasik 40 dakika dag'a tirmandigimizda doyumsuz
bir manzara ile karsilasiyoruz, asagida uzanan vadi, ve San Pedro’nun panaromik
goruntusu muthis.
Son
ugrak yerimiz Ulusal Park icindeki VALLEY DE JENEZ , burada da INCA doneminden
kalma kayalara cizilmis hayvan resimleri bulunuyor. Oklari takip ederek once
daga cikiyor sonra dagin arka tarafindan tekrar vadiye iniyoruz, genellikle
Alpaca, ejderha, insan, tilki, condor figurleri agirlikta.
YARIN;
ANTAFOGOSTA’YA GIDIS