Total Pageviews

Showing posts with label 2016 SOUTH AMERICA / CHILE /IQUIQUE /GEZI NOTLARI-11. Show all posts
Showing posts with label 2016 SOUTH AMERICA / CHILE /IQUIQUE /GEZI NOTLARI-11. Show all posts

Sunday 20 March 2016

2016 SOUTH AMERICA / CHILE / IQUIQUE / GEZI NOTLARI -11







Artik IQUQUI’ye dogru yola cikiyoruz. IQUQUI’ye gelmeden 40 km once bir muze kasabada durduk.
Bu hayalet kasabanin adi HUMBERSTON,  kasaba 1872 senesinde Ingiliz Kimya Muhendisi James Humberstone tarafindan kurulmus. Col'un ortasinda toz ve pas icinde terk edilmeye birakilan hayalet sehir bir acik hava muzesi . Atacama Col'unden cikartilan Potasyum nitrat 19 yuz yilin sonunda 20 yuzyilin baslarinda dunya nitrat ihtiyacinin hemen hemen % 80’nini karsliyormus.  Nitrat cikartan insanlarin icin kurulan kasabada, okul, hastahane, kilise, lojmanlar, tiyatro bulunuyor 


Humberstone 1870 lerde Peru topraklarinin icindeymis. Pasifik Savasindan Sili  Nitrat zengini olan bu bolgeyi Peru’dan, maden bolgesi olan Antofagosta’yi ise Bolivya’dan kendi sinirlari icine katmis.






Kasaba 1960 yilinda tamamen kapanmis, toz ve pas icinde olan kasaba restore edilip acik hava muzesi olarak yerli ve yabanci turistlerin ziyaretine acilmis.
Kasabanin icine girdiginizde Western filimlerindeki kasabalari cagristiriyor.







Tozlu toprak yolun sag ve sol tarafinda ahsap tek katli evler bulunuyor. Kasabanin orta kisminda nitrat cikarmada kullanilan aletlerin bakim ve onarimini yapmakta kullandiklari buyuk bir bina var.





Butun evler ziyaretcilere acik, evlerin icinde 1870 lerde yasayan insanlarin esyalari sergileniyor. Duvarlardaki fotograflar, evlerin dosenis sekli ve kullanilan esyalarla 1800’lerin atmosferi yaratilmis.







Bu muze kasaba gorulmeye deger, yolunuz bu bolgeye duserse mutlaka ziyaret edilecek yerlerden biri.
Kasaba 1973 de Pinoch’et doneminde toplama kampi ve iskencehane olarak kullanilmis. 2005 yilinda UNESCO dunya mirasi listesine alinip restore edilmeye baslanmis.








          Muze ziyaretinden sonra tekrar yolumuza devam ediyoruz, cok yuksek daglardan inerek IQUIQUE’ saat uc siralarinda variyoruz. Pasifik Okyanusu ile yuksek daglar arasinda kalan sehrin nufusu yaklasik 200 yuz bin. Orjinali Arica gibi Peru’ya aitmis. Sehrin nufusu arttikca La Paz’ daki gibi sehir daglara dogru genislemeye baslamis, Sehirin icindeki refah seviyesi ile daglardaki gecekondular tam tezat teskil ediyor. IQUIQUE daha once yoksul bir balikci koyu iken yavas yavas geliserek onemli bir liman sehri olmus. Atacama Colunden cikartilan Nitrat sehrin gelismesinde etkili olmus.



Luis bizi kalacagimiz otele kadar getirdi dort gun beraber oldugumuz bu insana cok alismistik.  Cok keyifli bir dort gun gecirdik, bizi biraktikdan sonra tekrar Aricaya donecek. Louis’le vedalastikdan sonra otel islemlerimizi yaptirip odamiza ciktik. Hemen bir dus alip iyi bir restorant bulmak icin kendimizi sokaklara attik.








Otelden cikar cikmaz bir camasirhane gordum, calisan bayan camasirlarimi simdi verirsem yarin alabilecegimizi soyledi, hemen otele geri donup butun kirlileri cikartip, teslim ettim. Collerde biraz daha kalsaydik bitlenecektim.







En azindan uc hafta daha camasir yikama sorunu yasamiyacagim.
El Asador adli bir restoranda tika basa karnimi doyurduktan sonra sehri dolasmaya basliyorum.




Cok guzel bir tiyatro binasi dikkatimi cekti, iceri giris serbest sadece cikarken bir kutu koymuslar bagis yapabiliyorsunuz. Eski antik bir bina, balkon ve tavandaki islemeler tam bir sanat eseri.




Sahilden yuruyerek Terminal Agrope Cuario’ya geliyorum, bu marketde Arica’daki market kadar buyuk ama daha bakimli, icinde yemek yemek icin restorantlar da var ve fiyatlar cok uygun. Bu sehirde gorulmeye deger yerlerden biri. 


Aksam gec saatte otele donup bu kadar yorgunluktan sonra deliksiz bir uyku cekiyorum.
IQUIQUE’de tam bir gunumuz var, erkenden kahvalti yapip cikiyorum, ilk isim verdigim camasirlari almak oldu, mis gibi yikanmis, utulenmis nihayet temiz bir seyler giyebilecegim. Otele camasirlarimi biraktikdan sonra bir taksye atlayip otobus terminaline gidiyorum. Ertesi gun  SAN PEDRO’ya gitmek icin bilet almam gerek.





TURBUS adli bir otobus sirketinde calisan bayan San Pedro’ya direk otobus olmadigini once CATAMA’ya gidip ordan aktarma yapmamiz gerektigini soyledi.


           Dokuz saatlik otobus yolculugu icin  $15 dolar odedim. Terminalde bilet isini hallettikten sonra sehrin tarihi yeri Baquedano Caddesine gidiyorum. butun sehir yurume mesafesinde.







Bu sehri sevmistim, ama bu bolgeye bayildim yayalara ayrilmis cok genis bir cadde, caddenin sag ve sol tarafinda tek ya da iki katli renga renk ahsap tarihi binalar, caddenin ortasinda palmiye agaclari ve altinda banklar  orta yerde tezgah acmis antikacilar, resimler, el sanatlari satan saticilar, cok guzel ve cok huzurlu bir yer. Bu binalara baktigimda biraz icim burkuldu, bu guzellik nasil bukadar kendi haline birakilabilmis.




Aslinda cok az bir parayla bu binalar restore edilebilir, genelde cafeleriyle, restorantlariyla harika bir yer, insani buyuleyen bir atmosferi var. Bir kahve alip banklardan birine oturup bu guzelligin tadini cikartiyorum. Insanlar neyi gormek istiyorlarsa onu goruyor, IQUIQUE’ turistlik bir yer degil, gorulcek fazla bir yer yok diye okumustum. Iyi tamam aslinda iki gunde bitirilecek bir sehir ama bence gorulmeye deger.









        Aksam yemegini Baquedan Caddesinde yedikten sonra Plaza Pratla’ ya gidiyorum, buradaki saat kulesinin fotograflarini ziyaret ediyorum . Keyifli bir gun gecirdikten sonra yarin San Pedro Atacama colune gitmek uzere otele donuyorum. Bir bucuk gun bu sehre yetti.


          Deniz kenarinda Hotel Iquique iyi bir hostel fiyati $35 dolar, taksi fiyatlari cok ucuz 3 dolar civarinda ama sehir yurume mesafesinde.
El Asador restoranini tavsiye ederim, iyi bir aksam yemegi 20 dolar civarinda,
Ayrica Manuel Rodrigoz uzerindeki SHUKRANA restoranti harika, yemekleri sebze agirlikli ve fiyati cok uygun.
YARIN; SAN PEDRO ATACAMA