Total Pageviews

Showing posts with label 2016 SOUTH AMERICA / CHILE / ARICA / GEZI NOTLARI -10. Show all posts
Showing posts with label 2016 SOUTH AMERICA / CHILE / ARICA / GEZI NOTLARI -10. Show all posts

Friday 18 March 2016

2016 SOUTH AMERICA / CHILE / NORTH / GEZI NOTLARI -10

Sabah yagmurlu soguk bir havada La Paz otubus terminaline geldim. Arica’ya gidecek otobus 5.45 de hareket etti.  Otobusun ici inanilmaz soguk ama yola ciktikdan bir saat sonra da sicaktan bunaldik.           Yaklasik 3 saat sonra Sili sinirina geliyoruz. Daha once internette okumustum, Sili'liler cok zorluk cikartiyor diye. Aslinda zorluk cikartmiyorlar ama butun esyalari bosaltip x ray’dan gecirdiler, bu da yetmedi kopeklerle otobusu aradilar. Sili'liler ulkeye, basta et olmak uzere sebze , meyve ve bitki girisine izin vermiyorlar, bu konuda cok dikkatliler. Ulkenin ekolojik dengesini bozacak hic bir seye izin yok. Bence dogru olani yapiyorlar.




      Pasaport kontrolunde bize bir kagit verdiler, ve bu kagidi kaybetmememizi ulke cikisinda bu kagidi alacaklarini soylediler. Nihayet pasaport kontrolunden ciktikdan sonra yola devam ediyoruz


       Sili Cumhuriyeti And Daglari ile Buyuk Okyanus arasinda uzun ince bir ulke. Kuzeyden guneye 4300 km, 17 milyon nufusu var. Aymara dilinde ‘Chile” “dunyanin son buldugu diyarmis. Inka Imparatorlugu zamaninda butun kuzeyden Santiago’ya kadar ulasmis.
 

        Sekiz saat  cok kotu bir otobus yolculugundan sonra Arica’ya geliyoruz. Ben hayatimda bu kadar tehlikeli bir yol gormedim. Daglardan inerken her iki taraf ucurum, duzluge indigimizde de ucurumdaki kayalar en kucuk sarsintida yola dusecek gibi duruyor, zaten dusmus te, bizim sansimiza gecerken kafamiza dusmedi.


            Arica, Sili’nin kuzeyinde, Bolivya ve Peru sinirinda onemli bir liman sehri, nufusu yaklasik iki yuz bin, Arica aslinda Peru’ya aitmis, 1880 de Pasifik savaslarinda Peru’nun yenilmesi uzerine Sili’ye gecmis Arica otubus terminalinde bir taksi ye otelin adresini veriyorum.   Hotel  Sotomayor’u internetten satin almistim, bu otel de sadece bir gun kalip ertesi gun dort gunluk tura cikacagim. Otele yerlesdikden sonra sehri dolasmaya cikiyorum, Arika’ da trafige kapali buyuk genis bir caddesi var. Alisveris yerleri, caféler hep bu cadde uzerinde, boydan boya caddeyi yuruyerek deniz kenarina kadar gidiyorum.




 Uc dort saat sehri dolastik dan sonra tekrar otele donerken bir café’de durup kahve molasi veriyorum. Iceride orta yasta iki bayana “ Sinyarita “quiero una café con lache” dedigimde, gulmekden yerlere yatti yanindaki arkadasina “bak bak bana sinyorita”diyor dedi.

           Ona sinyora degil de sinyorita diye hitap etmem cok hosuna gitti. Nereli oldugumu sordugunda “Turk’um” dedigimde kadin inanilmaz sevgi gosterisinde bulundu, hic bir zaman unutamam bunu, sonra bana basladi saymaya. Ezel, Binbir gece, Fatma gul, El Sultan. Turk dizileri burda da cok populer. O kadar ki benden kahve parasini bile almadi.

 


        Kahvemi icip tesekkur ettikten sonra otele dondum. Otelin yeni café’sini acmaya calisan Eric’le tanistim.  
        Ertesi gun Eric harika bir kahvalti hazirlamis, kahvaltimi yaptikdan sonra tur icin beni almaya gelecek rehberi beklemeye basladim.

          Orlando ve Louis otele geldiklerinde onlari bekliyordum. Orlando bize Louisi tanistirdi, dort gun surecek olan turda bize onun rehberlik yapacagini soyledi. Bizden baska bu tura katilan yokmus, aman ne guzel, bulunmaz bir sans bizim icin,  ozel tur oldu bu. 

             Louis tek kelime ingilizce bilmiyor, bu da benim isime geldi dort gun boyunca ispanyolca pratik yapabilecegim.



             Otelden ciktikdan sonra ilk ugradigimiz yer, Arica’da market oldu, cok buyuk bir market, burada yok yok, bir saat kadar marketi dolasip fotograf cektim, her turlu meyve zebze var, hem de fiyat olarak cok ucuz.



             Marketten ciktikdan sonra tekrar yola devam ediyoruz, onumuz ucsuz bucaksiz  kurak, tozlu bir ova, tek bir agac yok, bununla beraber doganin vahsi guzelligi bizi icine cekiyor.  AZAPA VADI’sinde SAN MIGUEL arkeoloji muzesine geliyoruz. Bu muze agirlikli olarak CHINCHORRO  kulturunu yansitiyor. Yakinlardaki mezarligin, dunyanin en eski mezarligi oldugu dusunuluyor. Peru siniri EL MORROLDA da bulunan  CHINCHORRO cocuk mumyasi dunyanin en eski mumyasiymis, Arica’ya gelen herkese bu muzeyi gormesini tavsiye ederim.


Muzeden ayrildikdan sonra 3000 metre daglara tirmandik, bir vadinin icinde kucuk bir koyde ogle yemegi yiyoruz.



Yemekten sonra tekrar daglara tirmanmaya basliyoruz. 3600 metrede ki SCORAMA koyune variyoruz. Evlerin butun kapilari kapali, hayalet koy gibi nedenini sordugumda Louis “ Burda sadece on kisi yasiyor” dedi, is yokmus onun icin insanlar is bulabilecekleri yerlere goc etmis. Koyde fotograf cektikden sonra tekrar yola cikiyoruz. Bir ucurumun ustundeki INKA kalintilarini gezdikten sonra geceyi gecirmek uzere PUTRE’ye geliyoruz. 



          Putre, LAUCA LUSAL PARK’in kenarinda , Arica’nin 130 km dogusunda iki bin kisinin yasadigi kucuk bir kasaba.
         Arica’dan Putre'ye giderken hayatimda gormedigim kadar trafik kazasi gordum, bazisi ucurumdan ucmus, bazilarinin ustune daglardan kocaman kaya parcalari dusmus.  Putre deniz seviyesinden 3500 metre yukseklikte, Louis yarin 4300 metreye cikacagiz diyor.





         Sabah kahvaltidan sonra tekrar tozlu yollara dusuyoruz, 4500 metre yuksekligindeki Sili'nin ulusal parki olan 1379 km kare alan icindeki LAUCA ‘ya geliyoruz. LAUCA ulusal park Arica’nin 145 km dogusuna dusuyor.  Parkin Icindeki CHUNGARA  ve COTACOTANI golleri dunyanin en yuksek konumda olan gollerinden ikisi. PUTRE’nin 59 km batisinda olan parkin icinde alti tane volkanik dag bulunuyor. Volkan PARINACTA yuksekligi 6348 metre, PONERAPE’nin yuksekligi 6222 metre, Park’in icinde 40 dakika yurumek  icin zaman veriyor Louis, yuruyus sirasinda vahsi Vicunas, viseachas ve kuzey sili’ye ozgu kus turleri gorme olanagimiz oluyor, bu hayvanlar vahsi olsa da insanlara aliskin bazilari yanimiza kadar geliyor. Louis “ Bizden yiyecek istiyorlar” diyor.



         CHUNGARA gol’u Bolivya sinirina cok yakin Vicuna’lar, Alpaka’lar ve Filamingo’lara ev sahipligi yapiyor.



          Biz gol kenarinda fotograf cekerken Louis’ de ogle yemegi hazirliyor, geziden sonra guzel bir piknik yapiyoruz. Yemegimi misafir kuslarla paylasiyorum, Ulusal park cennet gibi bir yer ve Sili devleti tarafindan titizlikle korunuyor.

          Park gezisini bitirdikten sonra cok kucuk bir kasaba CARLQUIMA ya geliyoruz. Bu kasabanin tek ozelligi  17. yuz yildan kalma tarihi kilise. Bu kasabayida gezdikten sonra tekrar PUTRA ya donuyoruz. Yarin Putra’dan ayrilip halen aktif olan yanar daglari gorecegiz. Simdiye kadar bir suru dagdan bahsettim aslinda bu daglar AND Daglari, AND Daglari dunyanin en uzun siradaglari, yaklasik 60 milyon yil oncesine dayandigi tahmin ediliyor.


          AND sira daglari Venezueladan baslayip Colombia, Ekvator, Peru, Bolivia, Sili ve Argantin Patagonyasina kadar kuzeyden guneye dogru uzaniyor, yalniz Ushuai’ya geldiginde  kivrilarak Dogu bati olarak devam ediyor. Kuzey’den Guneye uzunlugu 7000 km, genisligi ise 200-700 km arasi. And daglarinin en yuksek dagi Arjantin- Sili sinirindaki ACONCAGUA dagi ki yuksekligi 6962 metre.



Ertesi sabah erkenden Sili’nin bir baska ulusal Parki VOLCAN ISLUGA SURICAYO gitmek uzere hareket ediyoruz. Bu park ismini volkanik dagdan almis, hala aktif olan dagin yuksekligi 5550 metre,  parkin en yuksek dagi, dagin tepesinde hala dumanlar cikiyor. Onun arkasinda Bolivya sinirlari icinde olan volkanik dag ise TATASIVEYA, QINSACHATA yukseklik 4500 metre, TATAJACHURA 5252 metre yukseklikte ve CATARAM 5207 metre.




            Isluga national park  1747 km kare’lik bir alan icinde. Parka girdikden sonra goz alabildigince duz ova, butun ova col  dikensi bitkilerle dolu. Inkalar bu bitkileri kulubelerinin catilarinda kullanmislar, hatta gecdigimiz bazi koy evlerinin catilarinda halen kullandiklarini gorduk. Deniz seviyesinden 4000 metre yukseklikte ki SOLAR DE SURIRE tuz golune geliyoruz. Manzara doyumsuz, gol bir suru pelikan ve alpakalara ev sahipligi yapiyor.



            Yol boyunca onlarca kamyon Amerikaya bor tasiyor. Bu bolge bor madenlerinin ciktigi bolgeymis. Yaklasik yarim saat sonra CARIQUIMA koyune geliyoruz, 3675 metre yukseklikte olan koyun nufusu sadece 400 kisi. Cok farkli kaktusler var. Louis bize bu kaktuslerin senede ancak bir santim uzadigini soyliyor. CACTUS CALUMNO’dan ayrildikdan sonra CARIQUIMA adli 50 kisinin yasadigi baska bir koye gidiyoruz.


         Yol boyunca Hiristiyan gelenegine gore kazada olenlerin anisina yapilmis bir suru minyatur evler bulunmakta. Inanilacak gibi degil, bu kadar bos olan ovada ve hic trafik olmayan bu bolgede bu kadar kaza olmasini anlamis degilim. 300 kilometrelik bir yolda belki 150-200 tane boyle minyatur evler gorduk.



         Bir de dikkatimi ceken , yuzlerce kilometrelik bir alan volkanik taslarla kapli, Louis bu volkanik taslarin en az 7000 bin yillik oldugunu soyliyor. Bu taslarin ne kadar bir alana yayildigini sordugumda “LA SERENA’dan PERU’ya kadar “” diyor. Yani 1500 km kare'lik bir alan. Enteresan olan ben iki tasi birbirine vurdugumda, iki celigin bir birine vuruldugundaki sesi verdi. Taslar celik gibi sert, kirmaya calistim kiramadim. Sonradan ogrendim ki Cin'liler Sili'den volkanik tas satin aliyormus. Nerede kullaniyorlar acaba?



             Tam karsimizda MONTE HUANAPA denilen baska bir yanardag var, CARIQUIMA koyunden ayrildiktan sonra QUEBRA DA EL AROMA adli bir kanyona geliyoruz.


Manzara muthis guzel, kanyonun tepesinde butun vadi ayagimizin altinda. Insan iligine kadar ozgur oldugunu hissediyor. Fotograf cektikten sonra tekrar yola cikiyoruz. Bir dagin etegine kurulmus 20 ailenin yasadigi bir baska koye geliyoruz. Bu koyde yasayanlarin gecim kaynagi tarim ve hayvancilikmis.



           Yol boyunca baska bir ucurumun tepesinde duruyoruz, ucurumun alti kanyon bu kanyonun adi CANON DE TARAPACA , kanyonun icinde bir baska koy daha var. PUEBLO PACHICA denilen bu koyde de on kisi yasarmis. Bolgedeki madenler kapaninca insanlar goc etmis.




            Ana yoldan ayrilarak iclere dogru gittigimizde bir dagin eteginde duruyoruz. Dagin yamacinda cesitli taslardan yapilmis cesitli hayvan figurleri goruyoruz. Louis bu taslarin tarihinin millattan 1600 yillarina kadar gittigini soyledi.



           Artik gezimizin sonuna dogru yaklasmaya basladik Louis bize bizde ona cok alistik, dort gun harika zaman gecirdik onunla. Bana “Her turlu millete rehberlik yaptim ama hic bir Turke rehberlik yapmamistim, simdiye kadar yaptigim en keyifli en guzel tur oldu” dedi. “ Bizi hic problem yaratmayan ve cok sempatik buldugunu” soyledi, ama biz de onu cok sempatik bulduk zaten, ve harika bir tur rehberi.
Artik IQUQUI’ye dogru yola cikiyoruz. IQUQUI’ye gelmeden 40 km once bir muze kasaba’da durduk.


Bu hayalet kasabanin adi HUMBERSTON,

DAY 1  ARICA - PUTRE

      Our Tour begin at 10,30 am with a visit to the agricultural market of Arica. Then we drive through the valle of Azapa,  and visit the Archaeological Museum San Miguel de Azapa.  On our way to the Vally of Liuta, enjoing panoramic views 



After  lunch break  our journey to the pre-Inca fortress in Copaquilla. We walk one our Socoroma, a traditional village in the foothills, altitude 3000 meters,  where we take a break with coffe before continuing to Putre.  We arrive at Putre about 6,30 .


DAY 2  PUTRE- LAUCA NATIONAL PARK

We enjoy breakfast in Bofedal de Las Cuevas where we take 40 minutes walk. During this walk able to see wild animals like vicunas andvizcashas.


Around noon , we arrive at the Lake Chungara which is 4510 meters above sea level and the Cotacotani Lagoons. After visiting the village of Parinacota,with it’s traditional 17th century church and  we have a pictic-lunch ,
We return Pudre at 6 pm. We had very nice Dinner with Louis



DAY 3  PUTRE-SURIRE –NATIONAL PARK VOLCANO ISLUGA- COLCHANE


We left Putre at 8;00 AM ,visiting Ancuta and Guallatire, towns located at the foot of the active volcano Guallatire in the altiplano 4000 meters. About noon we arrive at Surire Salt lake and Chilcaya, and we walk one hour around this natural monument. Then we visit the hot springs of Polloquere at 4270 meters altitude, where we have a picnic and enjoj a relaxing bath.



After the break we head towards the Isluga Volcano National Park, Finally, we visit the village of Isluga and arrive in Colchane , a small town on the border with Bolivia 3730 meters above sea level.


DAY 4  COLCHANE – CARIQUIMA-HUARA- IQUIQUE

After breakfast our first stop at the legendary and gigantic cactusesat the Rio Grande.  After that we go to the town of Cariquima,  we have a few stops at certain observation points such as Chuzmiza and Pachica,
Pachica is also the entrance to the Atacama desert. Lunch in Huara. Then went to gost town of Humberstone and Santa Laura. Humberstone was a nitrate mining town which was abandoned in the 1960. From here went to Iquique