Total Pageviews

Thursday 29 January 2015

TRANS SIBIRIA GEZI NOTLARI -1 - 2013

MOSKOW- GEZI NOTLARI -1


      


Trans Sibirya butun gezginlerin hayalidir. Bu destansi yolculugu yapmayi yillar oncesinden dusunmustum ama  ona bir turlu sira gelmemisti. 2012 yilinin Nisan ayinda baslayip Haziran da bitirdigim avrupa gezisinden sonra  2013 yilinin Mayis ayinda Trans sibirya turuna karar verdim. Ilk arastirmalarima Agustos ayinda basladim, bu sure icersinde onlarca yazi okudum trans sibirya hakkinda uc tane de kitap bitirdim.


        
    





           Sonra Moskova’da Svezhyveter Travel Agency ile yazismaya basladim, Elena Kasatkina butun sorularimi yanitladi.  Duzgun bir Ingilizcesi olan Elena, bilet satislarinin Subat 2013 unde satisa cikacagini ancak o zaman biletleri alabilecegimi yazdi.

Artik Trans-Sibirya demir yolunu arastiracak bol vaktim vardi. Sekiz farkli saat dilimi, dunyanin ucte birini gecen ucsuz bucaksiz Orta Asya bozkirlari, Ural daglarindan Mogolistan’ ovalarina ,dunyanin en az bilinen yerlerine giden bu destansi yolculugun heyacani baslamisti.


Simdi biraz da Trans-Sibirya  tren yolu hakkinda bilgi verelim  Trans_Sibirya gezisine karar verdikten sonra tren biletini arastirin, benim tavsiyem st Petersburg’dan yada Moskova’dan bir seyahat agentasi ile kontak kurun, daha ucuza gelir.  Bu gezide benim izliyecegim rota . Giderken Trans-Sibirya rus trenini alip ulan-ude’ den sonra Manchurian-treni ile Pekin. Donustede Trans-Mongolia Cin treni ile Ulan bator,Novosibirsk,Omsk, uzerinden Moskova, ordan da ucakla Istanbul.  Subat ayina kadar butun arastirmalarimi bitirdim. “Boyn Thomas’in TRANS-SIBIRIAN HAND BOOK,Lonely planet ‘TRANS-SIBIRIAN RAILWAY” kitaplarini ve onlarca yazi okudum bu gezi icin. Artik hazirdim, kalacagim sehirler’de gormem gereken yerleri, taxi, otobus fiatlarini, ucuz yemek yiyebilecegim yerleri, muzeleri ayri ayri not aldim ve sehirlere gore dosyaladim. Nihayet Subat ayinin sonunda Tren biletleri icin Elena ile iliskiye gectim, Elena butun biletleri electronic olarak gonderdi.  bu biletleri Moskova’ya geldikten sonra Tren istasyonunda degistirmem gerektigini yazmisti.






      Tren biletlerini aldiktan sonra sira kalacagim sehirlerde ki otelleri arastirmaya geldi.  Computur’umun basina gecip, Expedia, Booking.com ve Hotel.com olarak uc ayri pencere actim. Boylece ayni otelin hangisinde daha ucuz oldugunu gorebiliyordum. Otel rezervasyonlarinin bazilarini booking.com bazilarinida Hotel.com’dan yaptim. Expedia daha pahali gelmisti. Otel, tren ve ucak biletleri hazirdi, geriye gidecegim sehirler de ki   transportation kalmisti, onun icinde google map’tan tren istasyonu ile    kalacagim otel arasindaki mesafeyi buldum, sonra taxi fiat’larini cikartarak   butun bu notlarin ciktilarini aldim.








       Artik hazirdim, Toronto-Istanbul, Istanbul, Moskova yapacaktim. Istanbul’da        uc gun kalip gezi icin alis veris yapip Mayis ayinin ucunde Moskova’ya        ucacaktim. Fakat sonra fikir degistirip  25 Nisan’da Moskova ya ucmaya ve 1        Mayis’I Moskova’da kutlamaya karar verdim.

       Bu gezide yaklasik 40 bin km yapacagim. Dunyanin cevresinin 40.075        oldugunu dusunurseniz, ben bir kez daha dunyayi turlamis olacagim. Nisan’in 15inde  gezinin ilk ayagi Istanbul’a uctum. Gerekli alis     verislerimi bitirdim, butun gezilerimde daha pratik oldugu icin sirt cantasini tercik ederim ilk kez orta boy bavul aldim, sirt cantamada       kamera’larimi koydum. Bavul almamin iki nedeni vardi, birincisi Mayis ayinda Sibirya’da olacaktim ve havalar hala soguk oldugu icin kalin kazaklara ihtiyac vardi, ikincisi tren de yemek icin yiyecek almam gerekti.





        25 Nisan sabahi saat bes’te kalkip bir taxi ile Ataturk Hava limani dis hatlara geldim. Bavulu teslim edip pasaport kontrolunden gectikten sonra Turk Hava Yollarinin 8,30 Moskova ucaginini beklemeye basladim, ucagin kalkmasina daha iki saat vardi ve ben henuz kahvalti yapmamistim. Ordaki kaferyadan bir simit ve bir portakal suyuna 7 lira odeyince bir duzune simit almadigima hayiflandim.
Turk Hava Yollarinin Moskova ucagi tam zamaninda kalkti. Moskova hava alanina sorunsuz bir sekilde indik.    
 


Pasaport kontrolune girmeden bir form doldurdum. Bu formu damgalayip bana geri verdiler, ulkeden cikarken geri alacaklarmis.
Pasaport kontrolunden sonra bavulumu alip disari ciktim. Taxi soforlerinden biri yaklasti 3000 rubleye otele goturecegini soyledi. Normal sartlarda taxi degil metro kullanirdim ama bu sefer sirt cantasi degil bavul tasiyordum. Siki bir pazarliga basladik 2500 rubleye indi. Ben 1500 ruble dedim Kabul etmedi. Daha once internetten indirdigim taxi tariflerini gosterdim, benim elimdeki kocaman dosyayi gorunce gozleri acildi. Nihayet 2000 rubleye anlastik yaklasik $65 dolar, iyi para Fakat yola ciktiktan sonra bu paranin cok fazla olmadigini anladim. 


 Best Western oteli internetten almistim, bir bayan check in yapti,
         
Korkunc basim agriyordu, uykusuzluk, aclik, yorgunluk hat safhadaydi. Odama gider
Gitmez iki tane agri kesici alip yataga kendimi zor attim.
     

MOSKOVA;
    Bugun 1 Mayis;
          Saat 8.30 da kizil meydana giden metroya bindim, metro bir sanat harikasi, tavandan asilan avizeler, duvardaki heykeller le tam bir muze gorunumunde , yarin sadece metroyu gezip fotograf cekmeye kara veriyorum.

       Kizil meydana gelince metrodan inip disari ciktigimda, binlerce insanin kortej olusturdugu ve muzik esliginde dans ettiklerini goruyorum, Binlerce renga renk balonlar tam bir karnaval yeri gibi.








Saat 3 e dogru insanlar dagilmaya basladi bende tekrar metroyu alip otele dondum.


      Ertesi gun tekrar metroya binip  1561 yilinda yapilan St Basil kilisesini gormeye gidiyorum. Bir rivayete gore bu kiliseyi yapan mimarin gozlerini bundan daha guzel bir kilise yapmasin diye Car Ivan kor ettirmis. Sekiz ayri kubbesi bulunan kilisenin, onceleri Kremlin sarayinin duvarlariyla uyumlu olsun diye beyazmis, 1860 senesinde yeniden elden gecirilerek farkli renklere boyanmis.  Cok da guzel olmus, hepsi farkli motifte farkli desende, farkli renkte sekiz ayri kule. Unesco tarafindan 1990 senesinde koruma altina alinmis. Stalin 1926 senesinde tamamen yikmak istemis ama sonucta hala ayakta kalmayi basarmis.


     St Basil kilisesinin bol bol fotografini cektikten sonra ordan kremlin sarayina yuruyorum ama kapali oldugu icin iceri giremedim. Aslinda Rusya’nin simgesi olan Kremlini gormeyi cok istemistim. Zamanim olursa tekrar gelecegim. Kremlin sarayinin onunde askerlerin nobet degisimini izleyip, sokak calgicilarin soyledigi rus sarkilarini dinledim. 
       Sabah gene erkenden metroyu alarak sehir merkezine gidiyorum. Ordan  tarihi binalarin oldugu parke taslarla kapli cok guzel bir cadde de yurudukten sonra, daha once yapmak isteyip bir turlu yapamadigim metro gezisine basliyorum. Hemen hemen her durakta inip fotograf cekiyorum. Moskova’yi ziyaret edecekseniz metroya ayri bir zaman ayirin,her istasyonun ayri bir guzelligi var, muze gibi.
                





   


.     Yarin once vodka muzesine sonrada Nazim Hikmet’in mezarina gidecegim.
Sabah erkenden  fotograf kameralarini alip yola dustum. Ilk durak otelimizin tam karsisindaki votka muzesi, bu bina geldigimden beri dikkatimi cekmisti. Duvarlar icinde,  bulutlara dogru uzanan, sayisiz degisik renk ve motiflerle suslu kuleleri olan, cok guzel bir binaydi. Binanin ici ise gorulmeye deger eski tarihi ahsap binalar var.
      Buyuk Petro burayi ilk kez gemi tersanesi olarak insa ettirmis, Sonra vodka muzesine donusmus, icerde yuzlerce cesit vodka sergileniyor, muzeyi gezdikten sonra isterseniz satin alabilirsiniz. Bir kac saat muzeyi ve binayi gezdikten sonra hemen bina cikisinda baslayan bit pazarini dolasiyorum, burda ne ararsaniz var, ama ben tasiyacak durumda olmadigim icin hic bir sey satin almadim sadece dolasip fotograf cektim.





     
    
Ordan metro ile kizil meydan, St basil kilisesi, kremlini dolastim.  Donuste  tekrar metroyu gezdim.
     Yarin benim moskova da son gunum, erkenden Nazim’in mezarina gidecegim aksamada tren istasyonuna.
      Moskova “Novodevichy” mezarligina gitmek icin metro ile “Sportivnaya” istasyonuna gidiyorum. Istasyondan ciktigimda Novodevichy manastirini goruyorum, mezarlikta; manastirin yaninda. Kapiya geldigimde manastir bekcisi hic bir zorluk cikarmadan iceri birakiyor.



   
Mezarlik guzel olurmu? Hayatimda boyle bir mezarlik gormedim. Her bir mezar tasi sanat eseri, sonradan gordum ki ; unlu rus sair,yazar ve sanatcilarinin, politikacilarinin ebediyen uyuduklari bir mezarlik.
          Yemyesil agaclarin icinde derin bir sessizlik ve bu sezsizligi bozan kus sesleri, bazi insanlar kaybettigi sevdikleri icin sessizce dualar ediyor, kerkes birbirine saygili, burda sessizlik var huzur var. Mezarligin icinde dolasmaya devam ediyorum. 



Oyle etkileyici heykeller varki mezarliktan daha cok heykel muzesini animsatiyor. Kimler yok ki, Gogol, Bulgakov, Anton Chekhov, Leo Tolsoy , Kruscev, 20. Yuzyilin Sovyet composen ve pianisti Shostakovich onlarda bu mezarlikta. Dolasirken  Nazim Hikmet’in mezarini goruyorum.  Hemen yani basinda Vera’nin mezari var. 

        Neyse, Novodevichy mezar’ligindan ciktiktan sonra tekrar metroya binerek otele donuyorum. Tren istasyonuna gitmek icin bir taksi cagirdim. Otelle iliskimi daha once kesmis, esyalareimi otel emanetine birakmistim. Saat 6.00 civarinda Yaroslavski tren istasyonuna geliyorum.Tren kalkis saati 11.45 di ama ben erken gelmeyi yegledim, cunku electronic biletleri degistirecegim daha.
        Bilet degistirmek icin Istasyon binasina giriyorum. Giseye yaklasiyorum, artik alisik oldugum son derece kaba ve hic Ingilizce bilmeyen gorevli bayanla  zar zor anlasmaya calisiyorum. Sansima Azerbaycan’li bir citf ile tanistim onlarin yardimiyla makineden electoric biletleri degistirdim. Bu ara yanima bir tasiyici geldi, Ozbek’mis. Dilin koku ayni oldugundan cogu kelimeyi anliyordum. Ozbekistanda uc bes ay kalsam demek ki bu dili  konusabilecegim. Trenin kalkmasina daha bes saat var. Hasan (Ozbek tasiyicinin adi) bir tasiyici arabasina esyalarimi koyduktan sonra, istasyonda ki bir Turk restorantina goturdu. Arabasini restorantin disinda birakip saat 11.00 de gelip bavullarimizi trene yerlestirecegini soyleyip ayrildi.


       Bu arada restoran sahibi Seckin bey’le tanistim, Moskova’ya bir sene once gelmis begenmis ve kalmaya karar vermis. Bana “Buraya cok daha once gelmek varmis”dedi. 

Orda bir seyler yedikten sonra kitabimi cikartip tren kalkis saatine kadar zaman oldurmeye calisiyorum.
          Nihayet gece saat 11;00 de Hasan geldi, benim biletime bakti ,once vagonu sonra da kalacagim kompartimani buldu, esyalarimi kapinin ustundeki bosluklara yerlestirdi. Hasan’la 750 rubleye anlasmistim ama ben ona yardimlarindan dolayi 1000 ruble verdim, iyi yolculuklar diliyerek ayrildi.
 kompartimantda sansima baska kimse yoktu simdilik cok rahattim, hemen bavulumu acip istanbuldan aldigim yiyeceklerin bir kismini, termos’umu cikartip hazir ettim.
TREN

     
      


                        KAYNAKLAR ;
2.    Lonely planet trans-siberian railway
3.    www.seat61.com
4.    Trans-Sibirian handbook (Brtn Thomas)

6.    www.wikipedia.org/Turkic People

No comments: