Total Pageviews

Showing posts with label 2025 MOLDOVA. GAGAVUZ. TRANSNISTRIA. Show all posts
Showing posts with label 2025 MOLDOVA. GAGAVUZ. TRANSNISTRIA. Show all posts

Friday, 17 October 2025

2025 MOLDOVA. CHISINAU. GAGAVUZ. TRANSNISTRIA.TIRASPOL

MOLDOVA’DA UC GUN ; KISINEV, GAGAVUZYA VE TRANSDINYESTER KESFI. Moldova’da uc gun boyunca baskent Kisinev’in modern ve tarihi dokusunu, Gagavuzya’nin geleneksel koylerini ve Transdinyester’in nostaji Sovyet atmosferini kesfetme firsatini buldum. 

                KISINEV; Moldova’nin yesil baskenti ; Sabah saat 09.00’da Bukres’den hareket eden bir minubusle Moldova’nin baskenti Kisinev’e dogru yola ciktim. Yolculuk yaklasik sekiz saat surdu; Uzun gibi gorunsede yol boyunca karsima cikan manzaralar, zamani keyfli kildi. Ay cicegi tarlalari, yemyesil agaclarla cevrili koyler ve kirsal yasamin dinginligi yolculugu adeta gorsel solene donusturdu. “Kuzey otogari” “ Gara Auto Nord” vardigimda hemen bir taksi bulup otele gittim. Otele yerlestikten sonra sehri kesfe koyuldum. 

              Ilk duragim sehrin kalbi sayilan STEFAN CEL MARE BULVAR’I oldu. Bulvarin girisinde , Moldova’nin en onemli simgelerinden biri olan Stefan Cel Mare’nin heykeli bulunuyor. 1457-1504 yillari arasinda Moldovya prensi olarak hukum suren Stefan Cel Mare , 1475’deki Racova savasi’nda Osmanli ordusunu yenerek tarihe gecmis. Kilici topkapi sarayindaymis. Hem bir kahramanlik sembolu hem de ulusal kahramani Moldova’nin. Sehirde ilk dikkatimi ceken detaylardan biri, genis duzenli caddeleri oldu. Yaya kaldirima adim atar atmaz butun araclar durup senin karsiya gecmeni bekliyor. Sehir merkezinde bulunan cok genis bir Alana yayilmis yemyesil agaclar, ve heykellerin bulundugu park sehre ayri bir guzellik katiyor.        

            Ozellikle Kathedral parki (Pufcul Kathedral’i) sehrin en canli noktalarindan biri. Burada parlemento binasinin tam karsisinda Zafer Tak’i yer aliyor. Luka Zauschevic tarafindan 1840 yilinda insa edilen bu anit, 1828-1829 Osmanli- Rus savasi’nda Rus’larin kazandigi zaferi simgeliyor. Parkin icinde yer alan Nativity Cathedral “Dogus Katedral’i) Kisinev’in en onemli dini yapisi. 1830’lu yillarda bu Ortadoks Katedral sade ama etkileyici mimarisiyle dikkat cekiyor. Ic kisiminda freskler, ikonalar ve dini detaylar, etkileyici. 

           Sehirde mutlaka gorulmesi gereken yerlerden biri de PUSKIN MUZESI ; Unlu Rus sair Aleksandr Puskin, 1820- 1823 yillari arasinda surgun hayatini Kisinev’de gecirmis. Bugun muze olarak duzenlenen evinde , Puskin’in kisisel esyalari, el yazmalari, ve doneme ait mobilyalar sergileniyor. Sair’in Moldova’daki bu yillari, eserlerine de onemli olcude ilham vermis. Kisinev sokaklarinda gezerken karsima cikan bir baska ilginc detay ise sokak saticilari oldu. Cesitli sokaklarda karsiniza cikan bu saticilar, taze sebze ve meyveden kiyafete, ikinci el esyalardan gunluk ihtiyaclara kadar hemen her seyi sunuyor. Sehrin bu yani ayri bir renk katiyor. 

          Sehrin bir diger onemli noktasi ise ETERNAL FLAME “ Sonsuz AtesAniti” Bu anit ikinci Dunya savasinda hayatini kaybeden Sovyet askerlerini anmak amaciyla yapilmis. Parkin icinde yer alan anit, dairesel yapisi ve ortasinda hic sonmeyen atesiyle hem huzunlu hem de etkileyici bir atmosfer yaratiyor. Kisinev ayni zamanda saraplariylada unlu bir sehir. Dunyanin en buyuk sarap mahzenlerinden bazilari burada bulunuyor. Ozellikle “Cricova” ve “ Milestii Mici” sarap mahzenleri, Moldova’nin gurur kaynagi. 

            CRICOVA MAHZENI; Kisinev’in yaklasik 15 kilometre kuzeyinde yer aliyor. Mahzenin kendisi yer altinda bir sehir gibi: Toplam uzunlugu 120 kilometreyi bulan galerilerden olusuyor. Bu mahzenler icin Kisinev’den tur alabilisiniz . Devlet baskanlarinin ve unlu bir cok kisinin ozel sarap kolleksiyonlari bu mahzende bulunuyormus.

            MILESTII MICI MAHZENI; Guinness rekorlar kitabi’na girmis yaklasik 200 kilometrelik tunel sistemiyle dunyanin en buyuk sarap mahzeniymis. var. Kisacasi Kisinev, genis bulvarlari, tarihi yapilari, yemyesil parklari, etkileyici anitlari ve sarap kulturuyle ziyaretcilerine hem tarih hem de kultur dolu bir yolculuk sunuyor. Kisinev’de mutlaka gorulmesi gereken yerler ; Stefan Cel Mare Bulvari Nativity Kathedral Zafer Taki Puskin Muzesi Eternal Flame Sarap Mahzenleri Sokak Pazarlari. 

              GAGAVUZ; Moldova”nin Turkce Konusan Yuzu. Moldava’ya gelmisken Gagavuz’yayi gormeden donmek olurmu benim asil buraya gelis nedenim Gagavuz Turk’leriyle tanismakti. Gagavuz’yanin baskenti Comrat’ Kisinev’den yaklasik 1saat 45 dakika. Minubusler merkez otogar’dan kalkiyor. Once kisaca bolgeden bahsetmek isterim. Gagavuzya, baskenti Comrat olan bir ana toprak parcasi ve ona bagli iki ayri yerlesim bolgesinden CADIR-LUNGA ve VULCANESTI olusuyor. Nufusu yaklasik 120 ile 140 bin arasinda degisiyor. Dunyada yasayan Gagavuz’larin toplam nufusu 150 ile 200 bin arasiymis. Gagavuz’lar Oguz Turk’lerinin bir kolu. Yani Anadolu Turkleri, Azerbaycan Turkleri ve Turkmenlerle ayni kogden geliyor. Inanc olarak Ortadoks hiristiyanligi benimsemisler. 1994 yilinda yapilan referendumda Ozerk statu kazanmislar. Bu donemde Turkiye Cumhuriyeti Cumhurbaskani olan Suleyman Demirel cok buyuk rol oynamis onun icin Gagavuz Turk’leri Suleyman Demirel’i cok sever ve sayarlar. Komrat’da Universitenin karsisindaki parkta Suleyman Demirel’in bir bustu bulunuyor.

           Gagavuz Turklerinin bugun kendi meclisleri ve bayraklari var Aslinda Turkiye, Gagavuz iliskilerinin temeli cok daha eskilere dayaniyor Komrat’da bulunan Ataturk Kutuphanesi Muduresinin bana verdigi bilgiye gore 1931 yilinda M. Kemal Ataturk 40 kadar Gagavuz gencini Turkiye’ye davet etmis, egitimlerini Turkiye’de surdurmelerini saglamis. Bu adimla, Gagavuz Turkleriyle tarihi ve kulturel baglarini canli tutulmasi hedeflenmis. 

              KOMRAT’A GIDIS: Sabah 09.00’da Kisinev’den minibuse binerek yola ciktim. Yaklasik bir saat 45 dakikalik bir yolculugun ardindan Komrat’a ulastim. Ilk duragim sehir merkezindeki Oretadoks Kilisesi oldu. Ardindan Lenin caddesine gecip burada yer alan Lenin heykelini fotografladim. Gezime devam ederek M. Kemal Ataturk kutuphanesini ziyaret ettim. Turkiye tarafindan 2003 yilinda yaptirilan bu kutuphanede ozel bir Ataturk kosesi bulunuyor. Bahcesinde ise Ataturk’un bir bustu ziyaretcilerini karsiliyor. Daha sonra Parlemento binasini gordum iceri girip fotograf cekme firsatimda oldu. Ne yazik ki Universite kapali oldugu icin icini gezemedim. Sehirde gezerken genc bir Gagavuz beni Kongaz koyune goturdu burada unlu “Gagavuz Sofrasi”inda kavurma ve bulgur pilavi yedikten sonra tekrar Kisinev’e dondum. Komrat bana nedense 1960’larin Anadolu’nun kasabalarini animsatti. Sokaklarda dolasirken gecmise yolculuk etmis gibi hissettim. Bu yolculuk bana Gagavuz Turklerini tanima, tarihini ve kulturunu ogrenme firsati sundugu icin memnun ayrildim. 

            TRANSDINYESTER’DE BIR GUN, TIRASPOL VE BENDER ; KISINEV’den minubusle yaklasik iki saatlik bir yolculugun ardindan Transdinyester’in baskenti Traspol’e ulastim. Her ne kadar hic bir ulke tarafindan taninmasada Transdinyester fiilen bagimsiz bir devlet. Dinyester nehrinin dogu kiyisinda , Ukranya sinirina cok yakin bir konumda , Nufusu ise 130 bin ile 160 bin arasinda. Ulkeye giriste pasaport kontrolunden geciyorsunuz, kendi para birimi, kendi bayragi ve ordusu var. 1992 yilinda yasanilan kisa ama kanli bir savasin ardindan bagimsizligini ilan etmis. Bu savasta binin uzerinde insan hayatini kaybetmis. Sehri gezerken Rus kulturunun baskin etkisini hissediyor ve Avrupa’da Sovyet nostajisini en guclu bir sekilde yasatan bir yere geldiginizi fark ediyorsunuz. 

             TIRASPOL’DA GEZILECEK YERLER; Sehri kefetmeye ilk olarak 25 Ekim caddesi’nden basladim . Genis kaldirimlari, bakimli binalari ve duzenli atmosferiyle sehrin ana caddesi oldukca etkileyici. Minubusten inip yurumeye basladigimda ilk hissettigim, huzurlu ve duzenli bir sehirle karsi karsiya oldugumdu. Yol boyunca ilerlediginizde kentin kalbi olan 

             SUVOROV MEYDANI’na variyorsunuz, meydanda at uzerinde devasa bir Suvorov heykeli bulunuyor. Hemen yaninda uc bayrak dalgalaniyor. Abhaza, Transdinyester ve Odessa bayraklari. Meydanin en onemli yapilarindan biri 

           TIRASPOL ZAFER ANITI . Burada ikinci Dunya savasi’nda Nazilere karsi kazanilan zaferi simgeleyen pek cok sembol bulunuyor. Park girisinde devasa bir carice Katerina’nin heykeli , ve hemen yan tarafinda sehre ilk giren Tank ve kucuk bir sapel dikkat cekiyor. Caddenin karsisinda ise parlemento binasi ve onunde devasa bir Lenin heykeli gorursunuz. House of Soviet; Sovyet mimarisinin tipik bir ornegi sehrin merkezinde. Dinyester Nehri Kiyisi; Nehir boyunca uzanan parklar, yuruyus yapmak ve dinlenmek icin ideal bir yer. Sehri dolasirken sikca Sovyet yildizlari, kizil armalari ve savas anitlarini gormek mumkun. Tiraspol, Sovyet gecmisine sahip ciktigini her adimda acikca gosteriyor. Transdinyester’de dolasmak 1990’larin basina yapilmis bir zaman yolculugu gibi. Fakat buradaki Sovyet sembolleri yikik dokuk, kasvetli beton yapilar seklinde degil; Aksine duzenli, korunmus ve gururla sergilenen bir miras. Burada Sovyet gecmisinin yozlasmis degil, Idealize edilmis ve ozenle korunmus bir haliyle karsilasiyorsunuz. KAFELER VE RESTORANLAR; LIKE CAFÉ; Bu kafeyi cok begenmistim, kahvesi ve cheesecak’I cok iyiydi fiyati ise oldukca ucuz, modern ve genclerin takildigi bir yer. Kumanyok; Guzel bir restoran hem kalite hemde atmosfer olarak kesinlikle tavsiye ederim. 

              ONEMLI UYARI; Moldova’dan Transdinyester’e girerken pasaport konrolune girersiniz burada size turist kagidi verirler sakin kaybetmeyin cikista bu kagidi isterler. Kredi karti kullanamassiniz hic bir yerde gecmez, yalniz pra bozdurdugunuzda dikkat edin cok fazla para bozdurmayin cunku bu para baska yerde gecmez, zaten ucuz bir ulkedir. Kisacasi ; Tiraspol tarihe ve politikaya ilgi duyan gezginler icin ideal duraklardan biridir. 

             SON SOZ; Moldova’ya geldiginizde mutlaka Transdinyester’i ziyaret edin, ben bu ulkeyi cok sevdim, Ulkenin sakinligi, huzuru, sehrin duzeni, temizligi, insanlarin cana yakinligi, ve son derece sik ve bakimli olmasi ,. Tiraspol’den sonra ziyaret ettigim yerlerden biri de 16. Yuzyilda Osmanli doneminden kalma Bender Kalesi oldu. Dinyester nehri kiyisinda tum ihtisamiyla yukseliyor. Bolgenin en onemli tarihi yapilarindan biri. Onemli ozelligi ise Osmanli Imparatorlugu’nun kuzeydeki en saglam kalelerinden biri ve Kirim Hanligi’nin onemli bir askeri ussu olmus. Gunumuzde Transdinyester hukumeti restore edmis ve muze olarak hizmet vermekte. Osmanli, Rus ve daha eski donemlere ait arkolojik buluntular sergilenmekte.