TRANS SIBIRIA GEZI NOTLARI KHUSTAI NURUU MILLI PARK
KHUSTAI NURUU MİLLİ PARK’ı,vahşi atları göreceğiz. Hustai Ulusal Park yada Khustai Nuruu Milli Park’ın alanı 506 km2 , Moğol hükümeti 1993 senesinden sonra özel koruma altına almış. Içinden Tuul nehrinin geçtiği bu park Ulan Bator’un 100 km batısına düşüyor.
Khustai; Huş ağacı demekmiş, Nuruu ise, dağlar. Khustai nuruu, huş agacı dağları anlamında. Milli park son Moğol İmparatoru Bogd Kahan’nin avlanma bölgesiymiş. Park geniş bir nehir vadisiyle ayrılmış ve her türlü av yasaklanmış .
Park Moğolistan’ın en iyi korunan parklarından biri. Dünyanın en son ve en gerçek vahşi atların yaşadığı park. Bir türlü evcileştirilemiyen bu vahşi atların türünü keşveden Rus araştırmacı Przhevaisky olduğu için, Przhevalsky’nin atları olarak adlandırılıyor.
Vahşi atlarla beraber parkın içinde ;459 çeşit bitki türü, 85 çeşit yosun türü, 95 çeşit kara yosunu, 33 çeşit mantar türü, geyik, ceylan, yaban domuzu, yaban keçisi, vaşak, vahşi kedi, kırmızı tilki, 217 çeşit kuş türü ,kaya kartalı, sakallı akbaba, toy kuşu, ötücü kuş, siyah leylek, 16 çeşit balık türü, 385 çeşit böcek türü, 21 çeşit karınca türü, 55 çeşit kelebek türü, 105 çeşit çalı cır cır böceği, 29 çeşit çekirge türü yaşamakta.
Parka girdikten sonra arabayı park edip iniyoruz, dağa doğru tırmanırken gördüğümüz farklı dağ çiçekleri çok etkileyici, hayatımda bukadar güzel çiçek çeşiti görmedim. Vadinin karşı tarafındaki at sürüsüne yaklaşırken tur rehberi uyararak fazla yaklaşmamızı istemiyor. Sürü başının tehlikeli olduğunu eğer sürüyü tehlikede hissederse saldırabileceğini söylüyor.
Vadinin karşısında bir başka sürü var. Tur rehberimize rica edip burada biraz daha kalmak istediğimizi söyledik. Fotoğraf çekmeyi bırakıp bu eşsiz doğanın tadını çıkartıyorum, önümüzde tablo gibi bir manzara var, masmavi bir gökyüzü, oturup bu muhteşem tabloyu hafızama yerleştiriyorum. Bu sessizlik inanilmaz bir huzur ve dinginlik veriyor insana
Gezdiğim, gördüğüm bir çok ülkede “Tekrar buraya gelirim dediğim bir kaç ülke olmuştur ama hiç bir zaman Moğolistan’a tekrar gelmeyi arzuladığım gibi başka hiç bir ülkeyi arzulamadım .
Moğolista’a tekrar geleceğim hemde bu sefer çok daha uzun kalacağım”. Tur rehberimiz yola çıkmamız gerektiğini söylüyor, bundan sonra gideceğimiz yer atalarımızın geldigi topraklar, Bilge Tonyukuk yazıtlarının olduğu bölge. Buradan ayrılmayı hiç istemesemde dağlardan inip arabaya biniyoruz.
Sonsuz bir bozkırda gidiyoruz, artık yoldan vazgeçtim takip edeceğimiz bir tekerlek izi bile yok. Bomboş bozkırda şoför yolunu nasıl bulacak diye merak ta ediyorum. Yerler çukurlarla dolu ama bizim şoför tam gaz gidiyor, bu arabanın hakkını vermek gerek, ben bu araba parçalanır diye düşünmüştüm ama hala gidiyor. Bir saat kadar uçsuz bucaksız bozkırda gittik, sonunda rehberimiz Tonyukuk yazıtlarının olduğu yeri işaret etti.
Tonyukuk yazıtlarının olduğu taşlar Türk Hükümeti tarafından etrafı demir parmaklıklarla çevrilmiş, giriş yerinde Türkçe, İngilizce,ve Moğolca Tonyukuk yazıtları hakkında bilgi veren bir pano var . Buranın bakım ve korunmasını içinde Mogol bir aile görevlendirilmiş. Görevli gelip giriş kapısını açtı. Biz taşları gezerken rehberimizde öğle yemeğini hazırlamaya başlamıştı. Hava soğuk ve rüzgar insanı uçuracak kadar güçlü bu ruzgarda nasıl yemek pişirecek merak ettim.
Neyse biz soğuk ve rüzgara aldırmadan yazılı taşların fotoğraflarını çekmeye başladık.
BİLGE TONYUKUK YAZITLARI, 730 yılında Moğolistan’ın Tuulu ırmağı vadisinde Tsokto bölgesinde olup 2.25m ve 1.70 metre yüksekliğinde iki taş,(yerde ayrıca beş altı taş daha var) dört yönlü iki taş üzerinde üzerine yazılan bu yazıtların birinci taşında 35 satır, ikince taşta da 27 satır olmak üzere toplam 62 satır bulunmaktadır.
Bu kitabenin ilk 47 satırı, Ilteris Kağan ve Kapgan Kağan dönemlerinden bahsetmekte daha sonraki satırlarda da kendini anlatmakta ve Göktürk tarihi hakkında bilgi vermekte, Yazılar Göktürk Türkçe’si ile yazılmış.
Kendi adina yazdirdigi yazitlarda: Cin yurdunda dogdugunu, Kutluk Kagan’la Cin esaretinden birlikte kurtularak ,Turklerin, Cin esaretinden kurtulus savasini idare etmis.
Vezir Tonyukuk kitabesinden bazi alıntılar,;
Ben Bilge Tonyukuk: Çin ülkesinde doğdum (Benim doğduğum yıllarda Türk milleti Çin’in egemenliği altındaydı).Türk milleti kendine bir han seçmeden Çin’in egemenliğinden ayrıldı. Sonra kendine bir Han seçti. Ancak seçtiği bu Han’ı terk edip tekrar Çin’e tabi oldu.
Tanrı yargıladığı için Türk Millet içinde silahlı düşmanı gezdirmedim. Damgalı atı koşturmadım. Kutluğ Kağan çalışmasaydı ona uyarak ben çalışmasaydım Il’de millet’te yok olacaktı. Çalıştığı, çalıştığım için Il, Il oldu millet’te millet oldu.Kendim artık kocadım.Simdi Türk Bilge Kağan, Türk müstakil milletini ,Oğuz milletini iyi idare ederek tahtında oturuyor. Yazıtların fotoğraflarını çektikten sonra dışarı çıktık arkamızdan da görevli tekrar kapıyı kapattı. Fotoğrafını çekerek oradan ayrıldık.
Tur rehberimizin dediğine göre Göktürkleri tarih sahnesinden silen Uygur Türk’leri ile Karluk Türk’leri olmuş. Göktürk Hakan’ı Kutluğ Han’ı öldürdükten sonra Göktürk topraklarını aralarında paylaşmışlar, sonrada Çin egemenliğini kabul etmişler.
Doğrusu Tur rehberimizin çok geniş Türk ve Moğol tarih bilgisi var.
Tonyukuk yazıtlarından ayrılıp tekrar yollara düştük, bundan sonraki gideceğimiz yer Cengiz Han’ın devasa heykeli. Bozkırın ortasında yola devam ediyoruz, ama geldiğimiz yoldanmı yoksa başka bir yoldan mı (daha doğrusu yönden)bilemiyorum. Rehberimize bozkırın ortasında yolu nasıl bulabildiğini soruyorum, gulumsemekle yetiniyor.
KAYNAKLAR ;
2. Lonely planet trans-siberian railway
4. Trans-Sibirian handbook (Brtn Thomas)
No comments:
Post a Comment