Total Pageviews

Saturday, 31 January 2015

TRANS SIBIRIA GEZI NOTLARI -12,2








                                 TRANS SIBIRIA GEZI NOTLARI PEKIN (HUTONG)

                     Sabah saat 8 de kalktım, bu sabah hiç acele etmeden duşumu aldım traş olup kafeterya ya kahvaltıya indim.Güzel bir kahvaltıdan sonra   Jingshan Parkına gidecegim. 
Aslında Jinshan parkına gitmek istememin asıl nedeni hem parkı gezmek hemde  panaromik olarak Yasak Şehrin fotoğraflarını çekmek. Park kaldığım otele zaten çok yakın yürüme mesafesinde,



                  Tiananmen meydanını geçip Yasak Şehrin kuzey kapısına geldim.  Jinshan Parkı  Yasak Şehrin kuzey kapısının tam karşısında olup 230 bin metre kare lik bir alanı kapsıyor. Aslında Yasak Şehrin bir devamı.  Jingshan parkının tarihi 1000 yıl öncesine dayanıyor, Yasak Şehir yapılırken buradan çıkan topraklarla bir tepe yaratılmış, yani  Jinghan park’i yapay bir tepe, bu park ta gittikce yükselen beş ayrı tepe var ve her tepede de bir saray var.


Bu tepeler Yasak Şehri’n sırtını  bir tepeye dayaması için yapılmış ayrıca kuzeyden gelen rüzgarlarıda kesiyormuş.

Ming Hanedanlığının son İmparator’u Chougzhen  bu tepede kendini asarak  intihar etmiş.




Jingshan Park’ının en yüksek tepesine çıkarak Yasak Şehrin panaromik fotoğraflarını çektim. Şehri gezerken fark etmiyorsunuz ama tepeden şehrin görüntüsü inanılmaz etkileyici, eğer Pekin’e yolunuz düşerse Jingshan Park’ına mutlaka gidip  Yasak Şehrin fotoğraflarını çekin.
Park’tan çıktıktan sonra Tiananmen meydanına geldim, yarın tekrar Yasak Şehre gitmeyi planlıyorum büyük bir ihtimalle Yasak Şehir bütün günümü alacak. Tiananmen meydanında güvenlikten geçtikten sonra Mao’nun mozalesini ziyaret etmek için burada da güvenlikten geçip kuyruğa girdim, görevlilerden biri  kamera ile içeri giremiyeceğimi söyledi, sonra beni kuyruktan çıkartıp koluma girerek koşa koşa caddenin karşısındaki binaya soktu, kamerayı buraya on yen karşılığında bırakıp bir fiş aldım.  Sonra tekrar koşarak karşıya geçip beni sıraya soktu. Adama teşekkür ediyorum oda parmaklarıyla işaret edip “bahşiş” diyor. Adamlar “Bahşiş’i”bile öğrenmişler. Cebimde toplam yetmiş yen var tam yirmi yen’i verecekken elimden 50 yeni kapmasıyla  kaybolması saniye bile sürmedi, elimde yirmi yen’le kala kaldım.
 


                       Neyse kuyruk uzun ama hızlı ilerliyor, içeri girince zaten nasıl bukadar hızlı ilerlediğini anladım ,insanlar hiç durmadan Mao”nun mozalesi önünden yürüyerek gidiyor, Çin liderinin mumyalanmış naşını sadece bir iki dakika görebildim. Mao ; Çin halkı için hala kahraman ve her gün binlerce Çin’li ziyaret ediyormuş burayı. Oradan çıktıktan sonra tekrar meydana geldim, grup olmadan yalnız başıma meydanı daha iyi geziyorum. Gene Çin’liler gelip benimle fotoğraf çektirmek istiyorlar, onlarla fotoğraf çektiriyorum. Adreslerini alıp onlara bu fotografları göndereceğime söz verdim, sözum de de durdum, döner dönmez hepsinin fotoğraflarını gönderdim.

Meydanı dolaşırken genç bir Çin’li kız yanıma  geldi . Merhaba dedi, ondan sonra sürekli konuşmaya başladı ,bir yerde kahve içmeyi teklif etti “Ingilizce”pratik yapmak istediğini söyledi, bende “Senin pratik yapmaya ihtiyaçın yok ayrıca senin İngilizcen gayet iyi, benim  ise zamanım cok sınırlı onun için’’ kusura kalma” deyip teklifini kibarca reddettim.
 
                      Yorucu bir günden sonra otele döndüm, otelin  önün de Barbara ile karşılaştım annesi gelmiş onunla tanıştırdı, ertesi gün Tibet’e hareket edeceklermiş. Onları baş başa bırakıp kafeteryaya gittim bir sandaviç birde bira aldım, karşı masada oturan  turist gurubunun  konustukları dil bana hiçte yabancı gelmedi. Nereli olduklarını sordum kız İsrail’li erkeklerde Ürdun’lü, dört arkadaş Çin’e alternatif tıp eğitimi  için gelmiş öğrenciler. 
     . Yarın Panda hayvanat bahçesine gideceğim.


                       Sabah sırt çantamı kameramı alarak metroya gittim. Harita  Panda hayvanat bahçesinin yerini 4. hat olarak gösteriyor. Önce 2. hatta binip  sonra hat değiştirip 4. hatta binerek  hayvanat bahçesine geldim. Panda göreceğimi ümit ederken üç tane aptal Panda duvarın dibinde gölgeye çekilmiş uyuyordu. Oradaki insan kalabalığından ve camın çok pis olmasından fotoğraf çekemiyeceğimi anlayınca oradan ayrıldım.
       İyi ki de ayrılmışım,hayvanat bahçesi okadar büyük ki bütün gün dolaşsanız yine bitmez. Dolaşırken büyük bir göle geldim, hiç görmediğim kuş türleri var, 
       Yanımdaki genç Çin’li çocuk çektiği fotoğrafları gösterdi gerçekten çok güzeldi hele bir tanesini öyle güzel yakalamışki, gölden havalanan bir   kuşun hala kuyruğu sudayken çıkardığı su damlacıklarıyla harika bir fotoğraftı.

                          Bu arada kıçı açık çocuklar ortalıklarda koşup duruyorlar, ailelerinden izin isteyip bu cocukların fotoğraflarını çektim.Akşama kadar hayvanat bahçesinde kaldım, akşam üzeri tekrar metroyla  otele döndüm.
Otele döndükten sonra  dışarı çıktım, Hutong’u geçtikten sonra büyük geniş bir caddeye çıkılıyor, trafiği olmayan sadece tranvayların geçtiği  4-5 km uzunluğundaki  bu caddede hemen hemen her akşam yürüyüş yaptım.  Caddenin bitiminde  meşhur “Bell Tower” Çan kulesi var.
Bu akşam caddede yürüyüşe çıktığımızda  bütün caddenin ortası boydan boya Çin’in  tarihi eserlerini gösteren resimler çizilmis. Hayretler içinde kalıyorum bir gecede nasıl bukadar resmi çizebilmişler.
Turistik olan bu cadde uluslararası  moda mağazalarının olduğu bir cadde, onun için turistlerin yanı sıra Çin’li gençlerin de çok yoğun olduğu bir cadde.
Akşam geç vakit otele döndüm.Pekin’de özellikle  görmek istediğim yer Hutong’lar(dar sokaklar) ve benim kaldığım bölgede  Hutong bölgesi.

                                Sabah kahvaltıdan sonra tek başıma Hutong’ları dolaşmaya çıktım. Gerçek Çin kültürü aslında Hutong kültürü, Hutong’ları dolaşmak için özel turlar var ama ben yalnız dolaşmayı tercih ettim. Hutong’lar hakkında bir çok yazı okumuştum. Benim kaldığım otelde Hutong’da. Bizim dar sokak  iki kilometre uzunluğunda iki metre genişliğinde ana caddeye gelmeden başka bir Hutong kesiyor, sağlı sollu bu Hutong’dan yürüdüğünüzde onuda başka bir Hutong kesiyor. Ana caddenin karşısında da böyle iç içe Hutong’lar var.


                      Hutong Moğol kökenli bir kelime, anlamı Moğol dilinde “su kuyusu”. Juan hanedanlığı döneminde su kuyularının olduğu yerlerde kurulan bu dar sokaklara Hutong denmiş. 1949 Çin Halk Cumhuriyetinin kurulduğu dönemde Pekin’de 6000 bin Hutong varmış . Şimdi ise 500 civarında Hutong var ama aslında kentteki Hutong sayısını doğru olarak kimse bilmiyor. Pekin’in en dar sokağı  bir noktası 38 cm. olan Qianshi Hutong, en kısa sokağı ise 9 m.lik Yichi Dajie. Pekin nüfusunun  neredeyse yarısı  dikdörtgen  şeklindeki  avlulu evlerde oturuyor. Ancak Hutong ve Siyeyuanlar(Avlulu evler) hızlı şehirleşme  tehdidi altında.

Bizdeki gibi Pekin’de de Kentsel dönüşüm var. Hutong’lardaki tarihi binalar hariç burdaki avlulu evleri yıkıyorlar halkı şehir dışında yapılan apartmanlara taşıyorlar. Sohbet ettiğim  çoğu  Çin’li bu değişiklikten  memnun değiller. Konuştuğum Çin’linin biri Hutong’daki evlerine karşılık şehir dışında verilen daireden devlet para almadan, değiş tokuş yapıyormuş, ama başka bir Çin’li manav devlet aradaki farkı alıyor dedi. Hutong’daki evi 30 m2 ise taşındığı  daire  80 m2 ise aradaki 50 m2 lik farkı alıyormuş. Hangisi doğru bilmiyorum araştırmak gerek  ama şehrin merkezindeki Siheyuan’lar, şehrin dışındaki apartmanlardan daha değerli olduğu kesin, zaten genel kanı parti üst yöneticilerin buraları kendi adamlarına verip büyük rant sağladığı, “neden hiç şaşırmıyorum acaba, bana ne kadarda tanıdık geliyor bu işler”

                        Pekin’deki Hutong’ların büyük çoğunluğu Çin’in son iki hanedanı Ming ve Cing hanedanlığı  döneminden kalanlar, çok az da olsa Juan hanedanlığı dönemine yani 700 yıl öncesine dayanan Hutong’larda var . Hutong’da yaşayan insanların genellikle birde küçük işletmeleri var, hediyelik eşya, manav, küçük restoran, berber dükkanı gibi. Bu Hutong’larda ki Siheyuan’larda  ve  binalarda tuvalet yok. Bizim otelin olduğu Hutong’da sadece bir tane ortak olarak kullanılan tuvalet var. Ara sıra elinde tuvalet kağıdı ile tuvalete gidenleri gördüm. Ha…. birde bu tuvaletlerin kapıları da yok.

Evlerin hepsinin arkasında ortak bir yaşam alanı var. Sokaklar dar , pis ve iğrenç bir koku buda yetmezmiş gibi her yer tükürük dolu. Çin’liler her yerde   yerlere tükürüyor.
Hutong’larda birde sağa sola koşuşturan pantolanlarının arkası açık bir sürü çocuk var, bu çocuklar için her yer tuvalet. Anneleri bez değiştirme yada yıkamak için zaman harcamıyor .  Her şeye rağmen Hutong’lar çok eğlenceli, bir sürü tarihi bina da var ve bu binalar koruma altında. Fakat yenilenen  Hutong’ların  ve binaların  yerine  yapılanlar gerçekten çok güzel,  yeni  binalar genellikle betonarme, sokaklar çok fazla genisletilmemiş ama genede eski Hutong sokaklarından daha geniş. Sokaklarda tamamen parke taş kullanılmış, ben genede eski Hutong’ları dolaşmayı tercih ediyorum çünku geleneksel  Çin kültürü buralarda. Akşam olduğunda bütün Hutong’da sokak ve reklam ışıkları yanıyor 

bütün sokağa kırmızı renk hakim oluyor. Çin’de kırmızı rengin uğuruna inanıyorlar. Kırmızı onları her türlü kötülükten koruyormuş.  Tezgahlarda ayak üstü yiyecek satanlar, yada bir köşede oturmuş tellerden çesitli araba yada motisiklet gibi oyuncak yapanlar, yada dışarı sandalye atıp oturanlarla Hutong günlük yaşamın  canlı hareketli  geçtiği  yer. Birde Hutong’larda en sevdiğim her yerde  heykellerin olması.Sanatla içi içe bir yaşam .Yaşamın gerçeği bu. 
                        Hutong’ları dolaşırken dışarıdaki kücük sehbaların birinde birasını içen zenci  kırması  gördüm. Okadar Çin’linin içinde  batılı bir turistle konuşmak ilginç gelecek ki “Merhaba” dedi. Bende “Merhaba” dedim. Masasına davet etti oturdum,  bana da bir bira söyledi., Tanıştık ismi Patrick Chin kendisi Chicago’lu (University of Chicago Library) Chicago Üniversitesinin kütüphanesinde çalışan bir memur, üç haftadır Çin’deymiş. Haftaya tatil bitiyor Chicago’ya dönüyormuş. “Tam siyah değilsin galiba” diye sorduğumda gülerek “Babam Çin’li annem zenci” dedi. Bende “Bu iş genellikle tam tersi olur”dedim.’ “Anam gönlünü bir Çin’liye kaptırmış” dedi, ama uzun boyu atletik vücut yapısıyla geni anneden almış. Bende ona yaklaşık bir buçuk aydır yollarda olduğumu Trans-Sibirya tren yolculuğu yaptığımı buradan da Moğolistan’a gideceğimi söyledim 
.  O da Çin gezisi sırasında başından geçenleri, yediği kazıkları anlattı,  ama en ilginci bir bira içmek için basit bir kafeye gidiyor, biradan sonra gelen hesap 1040 yen yaklaşık 170 dolar. Tabi çıldırıyor.Hesaba itiraz ediyor, bu parayı ödemiyeceğini, polis çağıracağını söylüyor. O zaman korkuyorlar hiç para istemiyorlar.
 

Çin’ce bilip bilmediğini soruyorum, babası Çin’li ama bir kaç kelime dışında Çin’ce bilmiyor. Otele döndüğümde Hollanda’lılar ayrılıp Tibet’e gitmişler, resepsiyona selam bırakmışlar.
                      Benim de Pekin’de yarın son günüm, burada 9 gün geçirdim oda yetti zaten.
 Dinlenmek için bira alip otel merdivenlerine  oturdum birami içerken Sebastian gelip yanıma oturdu. Oda bizim otelde kalıyor İspanyol bir hafta sonra onun da tatili bitiyormuş. Bir sürü olumsuzluklara karşın güzel bir tatil geçirdiğini söyledi. Bende “  bu tür olaylarla her yerde karşılaşabileceğini sadece daha dikkatli olmak  gerekir “ dedim. Sanki İspanya’da bu tür olaylar yok, ben kendim yaşadım, bir kafeterya sahibiyle az daha kavga ediyordum. Ama Pekin’de turistlerin  çoğunun yaşadığı olumsuzlukları ben yaşamadım, sanırım ben daha dikkatli ve deneyimliyim 
                         Eğer yolunuz Pekin’e düşerse Yasak Şehrin girişinde size Çin Seddi  turu satmaya kalkanlara dikkat edin.Size 20 dolara tur satarlar, bu tur  size üç misli pahalıya gelir.
Tiananmen meydanında yanınıza yaklaşıp “sizinle İngilizce pratik yapmak istiyorum”diyen gençlerden uzak durun. Size antika sanat eserleri satmaya kalkarlarsa sakin almayın hepsi  sahte. -Zaten Çin’den antika eser çıkarmaya kalkmayın, eğer satın almışsanız bile mutlaka faturasını alın, yoksa çıkışta gümrük kontrolünde başınız belaya girer ve emin olun Çin’li bir gümrük görevlisine dert anlatmak deveye hendek atlatmaktan daha zor.
-1795 senesinden önceki eseri yasal olarak yurt dışına çıkartamazsınız, verdiğiniz para yanar. -Çin’liler bıçak dayayıp kimseyi soymuyorlar  ama inanılmaz sahtekarlar, bir mağazada bir şeyin fiatını sormuşsanız onu almış bilin ne yapar eder onu size satarlar. Bu işi çok iyi biliyorlar.
-Metroda otobüs duraklarında paranıza ve pasaportlarınıza özel dikkat edin.
-Bir şey alacağınızda size söylenen rakamın beşte birini verin ,sizden 25 yen istemişlerse 5 yen verin,çünkü gerçek rakam 5 yen’dir.
                 Benim tavsiyem bunların hariçinde Pekin’de görülmesi gereken yerlerden biride Lama Tapınağı (Yongbegong) Uyum Saray’ı anlamına geliyor. Chaoyong Tiyatrosu; iki bin yıllık akrobasi sanatının ve illizyon gösterilerinin yapıldığı yer. Eğer alışveriş yapacaksanız, Pekin'in ünlü caddeleri Wang. fusing, Dangdanbei ,longfusi ,Qianmen.  Bu caddelerde hem modern alışveriş merkezleri hemde butikler bulabilirsiniz

                            Resepsiyondaki görevliye  beni sabah beşte uyandırmasını söyledim, gerçektende sabah saat tam beşte kapıyı vurup uyandırdı. Hemen kalktım önce duş  ve  traş oldum sonrada kendime bir termos dolusu kahve yaptım, esyaları alıp lobiye indim.             Restorant daki son kahvaltımı yaptıktan sonra beni tren istasyonuna götürecek taksinin geldiğini haber verdiler. Eşyalarımı taksiye yerleştirip, resepsiyondaki görevliyle vedalaşıp tren istasyonuna hareket ettik . İstasyona geldiğimizde şoför esyalarımı trene kadar taşımamıza yardım etti, benden 70 yen isteyince , o kadar dikkat ettiğim halde Pekin’e ilk geldiğimizde iki misli kazık yediğimi                                                                                         anladım. Ufakta olsa Çin’den kazik yemeden ayrılamıyacağımi anlamış oldum. Şoföre 100 yen  verdim  üstü bahşiş o kadar yardım etti .

YARIN ; MOGOLISTAN'A YOLCULUK                                                                                                                                                                                             




            KAYNAKLAR ;
2.    Lonely planet trans-siberian railway
3.    www.seat61.com
4.    Trans-Sibirian handbook (Brtn Thomas)
6.    www.wikipedia.org/Turkic People




No comments: