Total Pageviews

Friday, 30 January 2015

TRANS SIBIRIA GEZI NOTLARI -8 ULAN UDE



                                      TRANS SIBIRIA GEZI NOTLARI -ULAN UDE





                         Kalktigimda saat 13 olmustu. Hemen hazirlanip kameralari kaptigim gibi kendimi sokaklara atiyorum.

          ULAN-UDE, Moskova’dan uzakligi 5640 km, tren hic durmaz sa 3 gun on iki saat’te Ulan Ude’ye ulasiyor. 1666 yilinda kurulmus, Rusya federasyonun sibirya bolgesindeki Buryat ozerk Cumhuriyet’inin bassehri. 13. 17.yuz yillari arasinda bu bolge Mogol Imparatorlugunun topraklari icindeymis. Zaten Buryat’larin koku de Mongol. Konustuklari dil de mongol dillerinden biri olan Buryat’ca resmi dilleri.

         




       Ulan Ude: Cin, Mogolistan ve Rusya ticaret yolu uzerinde kurulmus . Baykal’in yuz km guney dogusuna dusen sehrin icinden Ude nehri geciyor. 400 bin nufusu ile Sibirya’nin ucuncu buyuk sehri. Nufusun %20 si Buryat. Buryat’larin Cin, Mogolistan ve Rusya’daki toplam nufusu 550 bin civarindaymis. Ulan Ude’de Buryat ve Ruslar 350 seneden beri ic ice sorunsuz bir sekilde yasiyorlar, aralarinda hic bir sorun yok. Zaten Ulan Ude halki son derece Relax. Ulan Ude ismi 1934 yilinda verilmis



          Trans-Sibirya yolu 1900 yilinda Ulan Ude’ye ulasmis, 1949 yilinda da Trans-Mongolia hatti acilmis. Zaten trans-Rusya ve Trans-Mongolia nin kesisme bolgesi. Sehrin ana Industrisi , tren yolu tamir atolyeleri , lokomotif yapim fabrikalari. 1959 da 9.5 richter boyutunda bir debrem den sonra yapilan binalarin hepsi depreme dayanikli bir sekilde yapilmis. Ulan Ude Sovyet doneminde askeri bolge oldugu icin, butun yabanci turistlere kapaliymis. 1990 senesinden sonra yabancilarin ziyaretine acilmis.


                  


           Rusya’nin diger sehirlerinde oldugu gibi buraninda en buyuk caddesi Lenin caddesi . Otel den cikip saga donup ilk sokaktan tekrar saga dondugumde Lenin caddesine cikiyorum. Kaldigim otel Ude nehrinin kiyisinda eski bir yerlesim yerinde.   ,Lenin caddesine cikmadan gectigim ara sokaklarda ki evlerde Irkutsk’taki gibi  gibi kutukten yapilmis , sacaklari oymali, pancur  ve kapilari renga renk boyali eski evler, ama nekadar eski, tarihi bir degeri varmi bilmiyorum. ,Bu caddeyi gecip saga dondugumde Lenin caddesi basliyor.





Caddeler burda da cok genis ama Sibirya’nin diger sehirlerinde gormedigim kadar trafik var. Sibirya’nin gobeginde kurulmus buyuk, modern, guzel bir sehir. Hani bir soz vardir “Cok gezen mi bilir cok okuyan mi” kesinlikle cok gezen bilir, Cunku ben bu geziye basladigimda , Sibirya da asla boyle sehirlerle karsilasacagimi tahmin etmemistim. Oysa gordugum Sibirya’nin butun sehirlerindeki binalarin mimarisi, caddelerin ve kaldirimlarin genisligi, duzenliligi, parklari,.yesil alanlari,.sehircilik anlayisi, hayran kalmamak mumkun degil. Bu guzellikleri yasamak gerek.
Ulan-Ude de hava acik ve gunesli hava sicakligi arti on derece civarinda zaten biraz sonra Polarimi cikartim.



Bu yolculukta ilk kez gunes gordum. Gok yuzunun bukadar yakin oldugunu da bu sehirde gordum. Yuruyerek sehrin en eski meydanina geliyorum ilk 1786 yilinda, senede iki kez yapilan ticaret fuari olarak kullanilmis , simdi “1905 Devrim meydani” 1905 Revolution Squar, halen de en onemli meydan. Burda bulunan lenin bustu dunyanin en buyuk bas heykeli. Yuksekligi 7.7 metre ve 12 ton agirliginda olan bu heykel , 1970 senesinde Lenin’in dogumunun 100.yili onuruna dikilmis. Heykelin hemen arkasinda ki buyuk bina Buryan Cumhuriyeti, parlement binasi, bulunmakta.

Heykelin karsisinda , posthane, bale, opera tiyatro binasi bulunmakta.  Meydanin etrafinda bulunan banklarda , yerli halk oturmus gunesin tadini cikartiyor, cocuklar ise guvercinlere yem veriyorlar.

 Meydanin tam ortasinda buyuk bir kaide uzerinde bale yapan bir ciftin heykeli var. Heykelin tam karsisinda butun bir blogu kapsayan tas islemeli bina, gordugum en guzel binalardan biri. Bol bol fotograf cektikten sonra posthaneye giriyorum.


.Postahanenin icinde hediyelik esya ,cartpostal, eski pullar satan kucuk bir dukkan var. Sehrin genel manzarasini gosteren cartpostal ve bir kac tanede pul aldim, bazi arkadaslara gittigim yerlerden kart atacagima soz vermistim, aksam yazip gonderecegim.

             Postahaneden ciktiktan sonra caddenin assagisina dogru yurumeye basliyorum ,Yolun ustunde kemer gibi bir yer var, aslinda bu kemer Car Nikolas onuruna yapilmis, bu kemeri gectikten sonra sehrin asil carsisina geliyorum, burasi cok genis Moskova’daki arbart caddesi gibi, bir suru magaza ve kafeler bulunuyor.
 


  Caddenin yanlarindAntika gorunumlu gece lambalari ve altlarinda ciceklerle suslenmis, zaten cadede her uc bes metrede kucuk cicek bahceleri var, bukadar soguk olan bir yerde bukadar cicegin olmasina hayret ediyorum

. Caddenin ortasinda buyuk bir su fiskiyesi . Fiskiyeyi gectikten sonra garip bir heykel figure goruyorum, bir sutuna dolanmis iki tane yilan, bunun mutlaka bir anlami vardir ama hic bir zaman ogrenemedim. Caddenin sagli sollu binalari en fazla uc katli, cok bakimli pancur ve sacaklari oya islemeli ve renkli, mimarinin guzelligi insani buyuluyor.


  
 


Butun cadde kirmizi ve gri taslar la dosenmis, yerli halkin gezip alis veris yaptigi, cocuklarin suslu midilli atlara binip, guvercinlere yem verdigi, kucuk arabalarda turistlere hediyelik esya satan insanlar ve banklarda oturan gencler, cok guzel bir cadde, butun gun dolassam burda sikilmam.
                   Lenin caddesi uzerinde “Buryat natural museum”a bilet alarak iceri giriyorum, burda Ici doldurulmus sibirya hayvanlari ile, iki katli bir bina . Muze de benden baska kimse yok.

 Giriste bana muzeyi gezdirecek bir rehber verdiler, Genc arkadas ogrenci, duzgun bir ingilizce ile bana Sibirya’daki hayvanlari anlatmaya basladi.

Bu genc arkadasi anlatmadan gecemiyecegim, cunku benim hayatimda tanistigim en enteresan insanlardan biri.
      Irkuts’da da, Ulan Ude’de de Turk’leri cok iyi biliyorlar ve seviyorlar da, cocuk benim Turk oldugumu ogrenince cok daha yakindan ilgilenmeye basladi,
Ulan Ude ve cevresinde Turk’lerin oldugunu soyledi, Turkiye yi konusurken Turkiye’ nin butun sehirlerindeki futbol takimlarini ve oyuncularinin isimlerini teker teker saydi bana,
Ben Ordu’luyum Ordu spor futbolcularinin hepsini bilmem, hatta Ordu sporun kume dustugunu bile biliyor. Hayretler icinde kaldim, bir yabanci ulkenin butun sehir takimlarini ve oynayan futbolcularini bilmek ozel bir yetenek ister, oysa bu cocuk cok alcak gunulluce sade “Ilgi”dedi.
              Iki saat kadar kaldim muzede, butun hayvanlarin fotografini cektim, rehberimize tesekkur edip ordan ayrildim.


               Aksam otele donmeden once yol ustunde gordugum buyuk bir marketten aksam icin biraz ekmek, konserve ve meyve aldim. Aksam yemegini otelde yedikten sonra, yatiyorum.

                Sabah erkenden kalkip kaldigim yerden gezime devam ediyorum. Kaldigim otel guzel, kutuk agactan yapilmis, tam nehrin kenarinda, otel henuz yeni, daha bitmemis.

                          
                  Otelden cikar cikmaz karsi caddeyi gecip nehir kenarindaki yuruyus yoluna gidiyorum . Selenge nehrinin bir kolu sehrin icinden gecip Ude nehri ile birlesiyor. Nehir sehri ikiye ayiriyor, karsi tarafa nehrin uzerindeki kopruden geciliyor. Sehrin obur yakasina yarin gecmeyi once bu yakayi gezmeyi dusundum .

Nehrin kenarinda ki  yol, agaclar icinde guzel bir yuruyuz alani ama gencler burda nehre karsi  oturup ictikleri bira ve mesrubat siselerini kaldirip atmislar, cok ta temiz oldugu soylenemez. Nehrin kenarindan tekrar sehir icine yuruyup, National Sanat Muzesini ziyaret etmek icin 100 ruble odiyorum.  Iceri girince isiklari actilar zaten benden baska kimse de yoktu, cikincada kapattilar.
                  Muzeden ciktiktan sonra Lenin caddesi uzerindeki Opera binasina gidiyorum, Binanin disardan goruntusu muhtesem, eminim Ulan Ude sakinleri gurur duyuyorlardir sehirlerindeki bu eserle,


          

Binanin ici ise daha da guzel, tiyatro salonunun yuvarlak tavani ve tavanin tam ortasinda asilan Kristal abajurlar gorulmeye deger. Iceri girdiginizde tiyatro binasini gezdirecek bir rehber veriyorlar, rehber Buryat tarihi ve bina hakkinda oldukca genis bilgi veriyor. Eger sansliysaniz tiyatro izliyebilirsiniz, malesef benim o sansim olmadi.
                 Binadan ciktiktan sonra Lenin heykelinin arkasina dusen ana caddeye gecip, Trafigin cok yogun oldugu ,buyuk ve modern binalarin bulundugu bu caddeden assagi dogru yuruyup nehir kenarina iniyorum.
 




Nehre yakin bir yerde ust gecitten yuruyup karsi caddeye geciyorum, amacim cok uzaktan gordugum at ustunde bir savascinin heykelinin fotografini cekmekti. Fotograf cektikten sonra tekrar ust gecitten gecip caddeye iniyorum ,
 Gordugum bir mogul restoranina girdim, disarda oturan kiz’li erkekli bir gurup vardi, nereli olduklarimi sordular “Turkum” dedim. Burda turk olmanin ayricaliginin keyfini yasiyorum. Onlarda Buryat yani mogul kokenli aslinda, hep beraber fotograf cektirip restorana girdik. Aksam yemegimi yedikten sonra otele donuyorum
                     Sabah hazirlanip kameralari aldigim gibi dustum yollara, bugun kopruyu gecip sehrin karsi tarafini dolasacagim.
Kopruyu gecerken birden ayagim yerdeki bir cikintiya carpti, elimdeki kamerayi korumaya calisirken yuz ustu dustum. Birden gozumun ustunde ucusan yildizlari gordum. Boylece Ulan Ude’den ,yanagimdaki iz hatira kaldi.

          Neyse koprunun karsi tarafindaki mahallelere giriyorum, tahta evlerden yapilmis, son derece bakimsiz, toprak yollari olan, oldukca fakir gorunumlu mahalleler. Sanirim Ulan Ude’nin ilk yerlesim yerleri buralar. Mahalle fakir ve eski ama mahalledeki kilise gayet guzel ve yeni gibi.  Fotograflar cekip tekrar kopruyu gecerek Lenin caddesine geliyorum. Bu cadde yi ilk gordugumde de cok sevmis “Ben bu sehire yerlesip yasiyabilirim demistim” Eger Trans-Sibirya ile yolculuk yapiyorsaniz duracaginiz sehirlerden biri mutlaka Ulan Ude olmali . Insanlarin sicakligi sehrin guzelligi sizi buyuliyecektir. Odigitrievsky Catedral’i kaldigimiz otele cok yakin, ilk geldigimde dikkatimi cekmisti bu kilise, Rus kilise mimari tarzindan daha cok , Greek mimari tarzina  benziyordu, Binanin kendisi beyaz , kuppeleri ise mavi renkte. Zaten daha sonra Ortadox kilisesi oldugunu ogrendim. Bahcesinde cocuk parkinin oldugu bu kilise ilk 1741 yilinda insaa edilmeye baslanmis, 1785 de bitmis. Sovyet donemi sirasinda “Din karsiti” muze olarak kullanilmis. Sovyetlerin cokusunden sonra tamir edilerek tekrar kilise’ye donusmus.

           Aksam yemegini yedikten sonra otele donmeden once markete ugrayip trende yemek icin alisveris yapacagim ,ne olur ne olmaz diye fazladan su da aliyorum, kahve icin sutu de unutmadim.
  Otele dondukten sonra valizimi hazirlayip, kameralari yerlerine yerlestirip yatiyorum

       Yarın büyük gün 56 saatlik Pekin trenine bineceÄŸiz.

                      









  
           

          
































                        KAYNAKLAR ;
2.    Lonely planet trans-siberian railway
3.    www.seat61.com
4.    Trans-Sibirian handbook (Brtn Thomas)
6.    www.wikipedia.org/Turkic People


No comments: