Total Pageviews

Friday, 30 January 2015

TRANS SIBIRIA GEZI NOTLARI -6




                                       TRANS SIBIRIA GEZI NOTLARI - IRKUSK





                                        Sabah saat 7 civarinda  hazirlanip , hemen ciktim, pansiyon parasini girerken odemistim, turist information Centerin onunde bir taksi $ 5 dolara Irkutsk’a goturmeyi Kabul etti. Munibusle gitseydim bile sehre geldigimde otele gitmek icin tekrar taksi tutacaktim. Adam beni otelin onune kadar getirdi.

                     Kalacagim otelin adi Dobri kod, internetten bulmustum bu oteli fiyati cok uygundu. Receptiondaki kizin duzgun bir ingilizcesi var, gittigim her yerde zorlandigim icin dil bilmesi benim icin buyuk avantaj, kalacagim oda cok genis,  karsisinda camasirhane yaninda da mutfak var. Otelin yeride cok merkezi, tren istasyonuna yurume mesafesinde.
                     Ilk isim kirlileri cikartip camasir yikamak oldu, kokmaya baslamistim.
                      Mutfakta kahvemi icerken iki kiz 
geldi. Onlarda kendilerine cay yapip yan Masaya oturdular, nereli oldugumu sorduklarinda “Turk’um” dedim, onlarda Mongol’mus,kizin adi “Oyna” sasirdigimi gorunce “Turkce” dedi ve anlami ayni Turkce’deki gibi. Ulan Bator’a gidecegimi soyleyince kayin biraderinin arabasi oldugunu ve turis gezdirdigini soyledi, telefon numarasini aldim Ulan Bator’a gittigimde ariyacagimi soyledim. 
                   Gittigimde aradim ama hic bir zaman telefonlarimiza geri donmedi.  Neyse banyodan sonra bu kahve ilac gibi geldi.  Once karnimi doyurdum, sonra camasirlari cikartip, ordaki kurutma askiliklarina astiktan sonra her zaman ki gibi yollara dusuyorum.

                 Trans-Sibirya yolculuguna ciktigimda en cok gormeyi istedigim iki sehirden biri Yakaterinburg digeride Irkutsk’tu. Ben yakaterinburg’u cok begenmistim, Irkutsk hakkinda okadar cok sey okumustum ki onun icin cok merak ediyordum.

           
  

  

      

.
                 IRKUTSK icin “Sibirya’nin Paris’i” diyorlardi. Moskova’dan uzakligi  5153 km, hic bir yerde durmas sa tren 3 gun 3 saatte Irkutsk’a ulasiyor. 600 bin nufusu olan Irkutsk dogu sibiryanin en eski sehirlerinden biri. 1661 yilinda Irkut nehrinin Angara nehriyle birlestigi yerde bir kazak kalesi kurulmus, bugun burda Irkutsk kalesi yer almakta, sehir isminide bu nehirden almis.



                         Irkutsk’un kurulusundan beri ticaret halkin ana gecim kaynagi olmus, cunku sehir Cin ve Mogolistan’dan gelen mallarin Avrupa’ya tasindigi bir ticaret yolunun ustunde. 1898 Senesinde demir yolunun bolgeye ulasmasiyla sehrin onemide artmis. 1879 da gecirdigi yanginla sehrin dort de ucu tamamen yanmis, ama 1880 lerde kesfedilen altin rezerviyle tekrar canlanmis. Sehrin kulturel, mimari, ekonomik yapisini etkiliyen buraya surgun olarak gonderilen aydinlar olmus.                   Arastirdiklarimda sehirde 700 den fazla tarihi anit var, bunlarin hepsini gormem mumkun degil, ama gorulmesi gereken en onemli yerleri not almistim. Otelden ciktiktan sonra yuruyerek tren istasyonuna geliyorum, hemen yanindaki kopruden sehrin karsisina gececegim, koprunun altindan Angara nehri akiyor, nehir sehri ikiye ayiriyor Sibirya’nin en derin nehirlerinden biriymis, 600 metre genisligi var ve kisin tamamen donuyormus.


            Baykal golunden dogan 
nehrin ortasinda bir ada var, adanin gorunen yerinde de bir plaj, Insanlar ne zaman burda yuzuyor merak ettim.  Benim dikkatimi ceken Rusya’daki butun sehirler nehir kenarlarina kurulmus  ve bu nehirler sehrin icinden geciyor, tabi buda sehre ayri bir guzellik katiyor. 


         Neyse kopruyu gectikten sonra haritami cikariyorum, hava oldukca soguk, aslinda soguk okadar onemli degil eger karla karisik yagmur olmasa. Ama ustum saglam,  sehrin  en buyuk caddesi  Karl Marks , Lenin caddesi onu kesiyor. Ben once Karl Marks caddesinde yurumeye karar veriyorum, tabi soguk ve sulu karin izin verdigi yere kadar. 


  
               Karl Marks caddesi, sehrin en guzel caddelerinden biri magazalarin, kafelerin, bar ve restorantlarin oldugu cok genis bir cadde. Bu cadde sehrin bu yakasindaki bolumunu ikiye ayiriyor, Ilk Okhlopkov dram tiyatro binasini gormeye gidiyorum. 19 yuz yilda yapilmis tarihi  bir bina sehrin modern yapisiyla tam bir uyum icinde.,.Binanin ici dar koridorlari, odalari ve salonlari ile,  tavandan sarkan avizeler 19.yuzyilin muhtesem ruhunu yansitiyor,,. Olanaginiz varsa burda mutlaka bir dram izlemelisiniz. Binanin disi ise beyaz kirmizi renk tonlarinda sacaklari oyma islemelerle sehrin en guzel binalarindan biri. 






                Irkutsk’a yolunuz duserse bu binayi mutlaka gormenizi tavsiye ederim. Ordan  nehir kenarina yakin Epiploney kathedralina yuruyorum, muhtesem suslu ve renkli, tam clasik rus ortadox kilisesi. Ilk 1693 yilinda agactan yapilmis ama 1716 yilin daki yanginda tamamen yanmis. 1815 te tastan tekrar yapilmis. Tepesinde 12 ton agirliginda Irkuts’un en buyuk cani var. Kilise kirmizi mavi ve beyaz renklerlerle suslenmis .Kilise’nin etrafinda ve icindeki kadinlar baslarini kapatiyorlar, yorenin gelenegiymis. Tam karsisindaki holesale markette satilan votka, normal markette satilandan daha ucuz,


             Irkutsk, muze, opera, tiyatro ve universite sehri, 1870 yillarinda yapilan ulusal muzeyi gezmedim ama kirmizi tuglalardan insa edilmis bina cok guzel. Ben cok yer gezdim ama rus mimarisi kadar guzel mimari yapilari baska hic bir yerde gormedim. 
            Yagmur altinda hemen hemen sekiz saat dolasmistim, 




   bir yere oturup hem bir bira icip, karnimi doyurmak hemde dinlenmek uzere Karl Mark caddesinde yer altina inen kafe bar gibi bir yere girdim. Burasi kucuk , icinde ki masa ve sandalyeler agac dan, guzel dekor edilmis sirin bir yer. 
     Icerde kizli erkekli buyuk bir ihtimalle universite ogrencisi gencler var, garson kiz menuyu getirdiginde baktim bir tarafi ingilizce buna sevindim, fiyatlarida cok uygun. Baykal’da yedigim baligin lezzetini unutmamistim. Bir balik ismarladim yaninda patates ve birde Kolcak birasi.  Yanimda ki Masada iki kiz iki oglan oturduyordu, sadece sohbet etmek amaciyla ingilizce bilip bilmediklerini sordum, oglanlarin ikiside ingilizce biliyorlardi, tahmin ettigim gibi ogrenciler ,o sirada benim biram geldi, Rusland (cocugun adi ) Kolcak’i bilip bilmedigimi sordu. Adini ilk kez burda duydugumu , oda bira ismi oldugu icin.”Daha once hic duymadim” dedim. Bana Alexander Kolchak’i anlatti, (Daha sonra heykeli’ni gordum).
        


Kolchak Car’in Amirallerinden biriymis, Sovyet devriminden sonra kizil orduya karsi savasan beyazlarin komutaniymis. Kizil orduya karsi savasta yenilmis ve yakalanmis ,1920 de mahkeme karariyla kursuna dizilmis, soylentiye gore de cesedini Angara nehrine atmislar.
                                  Genclerle sohbet ederken kiz, balik ve bira'mi getidi, balik gercekten cok lezzetli, ,. Bu yolculugun ta basindan beri ilk kez Irkutsk’ta insanlarin daha relax daha sicak ve arkadas canlisi oldugunu fark ettim.  Bu cocuklar Sovyet donemi ni bilmiyorlar, ama ne Car’lik Rusya’sini nede sovyet Rusya’sini inkar ediyorlar, tam tersine tarihlerini sahipleniyorlar. Bana “Decembist muzesini” gezmemi tavsiye ettiler. Ben decembist’ ayaklanmasini daha once okumustum. Decembist, Ingilizcede “December” yani aralik ayi. Car 1. Alexsandt’in  14 aralik 1825 te olumunden sonra Costantin’in yerine gecen 1.Nikolas’a karsi baslatilan ayaklanma kanli bir sekilde bastirilmis. Soylendigine  gore bu ayaklanmayi orgutleyenlerden biride Aleksandr Pushkin. Ayaklanma Aralik ayinda oldugu icin bunlara Aralik’cilar (decembist’ler) denmis. 





        ( COSKUN FAIK KAVALA 1917 SIYAH BEYAZ DEVRIM ) kitabinda bu ayaklanmayi anlatir.  Iste bu ayaklanmaya katilanlardan bes tanesi idam edilmis geri kalani da Sibirya ya surgune gonderilmis.



             Sibirya’ya surulen mahkumlarin cogunun eside kocalariyla  beraber surgun yerine giderler. Surgune giden mahkumlarin onlarca yil sonra surgun cezalari bitsede tekrar geri donduklerinde uyum sagliyamiyacaklarindan geri donmemisler. 
              Irkutsk’a gelen bu insanlar son derece entellektuel, kulturlu oldugu icin yerel halka saglik, tarim, hayvancilik, egitim konularinda cok yardimci olmuslar. Bundan dolayida yerli halk tarafindan cok sevilip sayilmislar. Bunlardan biride Sergie Volkonsky ve karisi Maria Volkonsky. Maria Volkonsky okul ve hastahane yapilmasinda on ayak olmus, Iste Irkutsk halkida Maria Volkansky’nin anisini yasatmak icin yirmi yil boyunca yasadiklari bu evi muze haline getirmisler. Maria Vokansky puskin’in siirlerine konu olmus,Ayrica hakkinda bir de roman yazilmis. Cristine Sutherland’in yazdigi  “The Princess of Siberia” 1984 yayinlanmis.Yarin bu muze’yi ziyaret edecegime soz verdim.





                               Cocuklar  elime gormem gereken yerlerin bir listesini tutusturdular, epey daha sohbet ettik, firsat’tan istifade bu bolgede yasiyan Turk’leri sordum, bana “Sayilarinin cok az oldugunu kirsal alanlardaki koylerde yasadiklarini soylediler. e-mail adreslerini aldim beraber fotograflar cektirdik, yol boyunca edindigim arkadaslar cogaliyor . Vedalasip ayrildim, disari ciktigimda soguk hava merhaba dedi ama hic aldirmiyorum. Otobus duraginda otobus bekliyenlerin haricinde sokalar bom bos, Bende yureyerek otel dondum. Gider gitmez kurutmaya astigim camasirlari topladiktan sonra kendimi yataga attim. 




                                 Sabah her zamanki gibi erkenden kalkip Mutfakta  artik bitmek uzere olan son peynir zeytin ve recerle  kahvalti yaptim. Bu gunku program listesini yapip yollara dustuk. Hava hala buz gibi, hafif hafif yagmur yagiyor,   ama ben gezginim az zamanda cok yer gormek zorundayim., tren istasyonuna yuruyorum, trenden ilk indigimde bu binayi cok begenmis ama gezmemistim, sehre inmeden burayi dolasmaya karar veriyorum. Irkutsk  tren istasyonunu ilk gordugumde antika bir makete  bakarmis gibi hissetmistim. Gercektende binada ki renk uyumu , dis cephe motif suslemeleri ile harika bir bina, ama binanin ici icin ayni seyi soylemek pek mumkun degil, iki katli bina ici cokta bakimli sayilmaz. Angara nehrinin ustundeki kopruyu gecip lenin 
caddesine yoneldim, degisik motif ve desenlerle suslenmis tarihi bir kilisenin fotograflarini cektim. Burdaki caddelerde Yaketerinburg’daki gibi cok genis ama yaya kaldirimlari daha da genis, buyuk blog taslardan yapilan yaya kaldirimlari sanirim bizim istanbul’daki caddeler kadar vardir. Kose baslarindaki eski yapilarin buyuklugu obur bloga kadar uzaniyor, bu binalarin en goze carpan ozellikleri motif desen ve renk uyumlari.





                  Tahta tarihi binalar yillara meydan okurcasina “Ben hala burdayim”diyor .Bunlardan bazi tarihi ahsap binalar var ki kosk gibi, bir cogu kahverengiye boyanmis, pancurlari beyaz yada mavi renklerde, cam ve sacak cevresi degisik desen ve oymalarla suslenmis . Bu binalarin bukadar guzel korunmasi, bu sehrin kultur duzeyinin gercekten cok yuksek oldugunu gosteriyor.  Neyse sizin yolunuz Irkutks’ka duserse ara sokaklardaki kocaman agaclarin icindeki bu tarihi eserleri mutlaka gorun.



                      Ana caddelerde ise agac olmayan tarihi binalarin hemen hemen hepsi kiremit rengi ile beyaz renge boyanmis , kapi, pencere ve sacaklar da ayri motif desenler var. Yururken icinde degisik bronz heykellerin oldugu bir parka geldim, opusen bir cift, uc maymun, kizini open bir anne, bir bankta oturmus kitap okuyan bir kiz bir erkek cocugu. Sibirya’nin degisik yerlerinde gordugum  heykellerin hepsinede bir anlam yuklenmis. Parkin bir kosesinde de kocaman bir saat kulesi var. Listemde gormem gereken yerlerden biride Irkutsk State Universite’sinin kutuphanesi, 1800 ile 1804 yillari arasinda mimar Sibiriakav tarafindan yapilan bu bina mimari olarak tam bir Rus klasigi. 



 Onceleri degisik amaclarla kullanilmis, sonra Kizil ordunun ana merkez binasi olmus. 1939 dan sonra Universite’nin kutuphanesi olmus. Sehrin icinde gorulmesi gereken yerlerden biride sehir muzesi , 1883 yilinda yapilan bu bina  Rusya’nin en eski muzelerinden biriymis, ben muzenin icine girmedim ama binanin fotograflarini cektim, Iki katli bir bina kale kuleleri gibi yapilmis Karl Marks ile Gagarin bulvarinin kosesinde.  Karl Marks ile Lenin caddelerinin kesistigi yerde cok buyuk bir lenin heykeli var. Cok merak ettim Sovyetler dagildiktan sonra  televizyon Rusya’da lenin heykellerinin yikildigini gosterirdi ya, acaba nerde yikilmis, ben hangi sehre  

gittiysem her yerde lenin heykeli ve lenin caddesi gordum. Irkutsk’ta Sovyet devriminden once sadece 3.Alexander’in heykeli varmis, sanirim oda Tran-Sibirya demir yolunu baslattigi icindir. Aslinda bu bronz heykel 1920 senesinde yerinden sokulup eritilmis.,Sonra 2002 yilinda tekrar yerine konulmus.
Ordan Bolsevik’lerin gazabina ugrayan  Amiral Alexander Kolchok’in heykelini ziyaret ediyorum . Ana cadde uzerindeki tarihi “Holy cross Church” gordugum en guzel kilise binasi . Agaclarin icinde kirmizi ve beyaz renklerin hakim oldugu bu kilise 1747 senesinde yapilmis, 1860 senesinde verandasi tamir gormus.  

              
                     Artik bir yerlerde aksam yemegi yiyip otel’e donmeye karar veriyorum, butun gun dolasmis ama cok yerde gormustum , bu sehir gercekten mutlaka hayatta bir kez gorulmeli. Hele benim gibi tarihe merakliysaniz mutlaka gorun bu sehri.
            
   
                   Sabah her zamanki gibi erken kalkip kahvaltidan sonra gene yola cikiyorum, gorulecek daha cok yer var, listem uzun, bugun gorecegim ilk sey ankagara buz kiran gemisi, dunyanin en eski orneklerinden biri, Angara simdi Hidroelektirik santralinin yaninda bir iskelede bagli bulunmakta, ustunde Sibirya fotograflar muzesi var, toplanti kamarasinda ise filim izlemek mumkun.
           Sehrin en guzel binalarindan biri : sehrin merkezindeki belediye binasi X1X yuz yilda iki ayri bina olarak insa edilmis. 1806-1811 yillari arasinda mimar P.Ja. Soldatov tarafindan bir birine baglandiktan sonra ikinci kata cikilmis. On bes sene genel valinin ikameti olarak kullanilmis. 1876 senesinde duma (Belediye meclisi) tasinmis. 1892-1895 yillari arasinda mimar V.A.Rassushian tarafindan yeniden insa edilmis. Binanin ikinci kati su anda toren, bale ve dans salonu olarak kullaniliyormus. 1932-1934 yillari arasinda mimar K.V. Mital tarafindan iki kat daha cikilmis . Polytechnikal Universitesinin Minarel muzesini dolastim, burda da dogu sibirya’da cikan mineral ve degisik taslar sergileniyor, benden giris icin hic bir ucret talep etmediler. Sehrin icinde cok sayida tarihi bina bulunmakta bunlardan biride “Spasskaya kilise”si, Irkutsk’un en eski yapilarindan biri olan bu kilisenin duvarlari hem icerde hem disarda betimlemelerle suslenmis sibirya’nin tek kilisesi. Bugun Spasskaya’ kilise’sinde sehrin tarihine adanmis bir muze bulunuyor.




                 Dogu Sibirya’nin ilk kadin manastiri 17 yuz yilda iki nehrin bulusma noktasinda insa edilmis .Manastir da eski zamandan kalma esyalar ve cok nadir kitaplar bulunmakta.
                Gorulmeye deger diger bir muze Irkusk bolge arastirma muzesi. Muzede 400 bin esya bulunmakta, seksen binden fazla kitap var. Bunlarin arasinda 17. Yuz yil yazilari eski basim kitaplar, 18. Ve 19 yuz yila ait cok genis bir Cin edebiyat kolleksiyonu var.

                Yaketerinburg’da oldugu gibi burda da yayalara ayrilmis insanlarin alis veris yaptigi cok genis bir caddesi bulunuyor. Caddenin bitiminde karsi kaldirimda acik bir Pazar var, Center Market, koylulerin urunlerini sattigi bir yer. Sebze, meyve, recer, peynir ne ararsaniz var hemde cok uygun fiyata. Trans-Sibirya Trenine binmeden once yiyecek stok etmek icin cok iyi bir yer. Ben biraz yolluk aldim bol bol da meyve.
  


            Bu sehirde dolu dolu dort gun gecirdim, yagmur ve soguga ragmen seve seve bir hafta daha kalabilirim. Sehrin atmosferi, kulturu ve tarihi dokusu cok etkileyici , hem Car’lik Rusya’sinin hem Sovyet Rusya’sinin nostajik yapisini koruyor. Sehirde 700 yakin tarihi eserlerin hepsini gormem mumkun degil.
 
Benim Irkutsk’ta  gormedigim yerlerden bazilari Irkutsk Art Museum , Aircraft History Muzeum, Theater for yonge Spectators, bunlarin haricinde eminim benim listemde olmayip gorulcek cok fazla yerler vardir.

                Pazardan aldigim yiyeceklerle Otele donuyorum, odayi bosaltmis esyalari otel emanetine vermistim. Receptiondaki cocuk bir taxi cagirdi, Dobry-kod guzel bir otel, personeli son derece yardim sever. Bu oteli tavsiye ederim ben.
Neyse bizim taxi geldi otel personali ile vedalasip ayrildim, yolcu yolunda gerek, Ulan-Ude treni gece yarisi.


          



                         KAYNAKLAR ;

2.    Lonely planet trans-siberian railway
3.    www.seat61.com
4.    Trans-Sibirian handbook (Brtn Thomas)
6.    www.wikipedia.org/Turkic People

No comments: